BAKARA SURESİ -11
Bakara 30. Ayette “Senin Rabbin, meleklere, Ben yeryüzünde bir halife tayin edeceğim/göndereceğim/atayacağım/görevlendireceğim dediği zaman, melekler, bizler, seni hamt ile tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkartacak, kan dökecek insanı mı halife atayacaksın dediler. Allah’ta meleklere, sizin bilmediğinizi ben bilirim dedi.” Halife: yeryüzünde, insanlar adına işleri idare eden, tasarrufta bulunan, kanun ve nizama uygun işleri düzenleyendir, bir başkasına vekalet veren, bir başkasına vekalet eden gibi anlamlara gelir. İnsan, Allah’ın halifesi değildir, insan yeryüzünün halifesi ve imarı için atanmış/gönderilmiştir. Allah’ın halifesi olmaz, ölen bir şeyin yahut kayıp olanın halifesi olur, hal bu ki, Allah ne ölür nede kayıp olur. Allah tarafından insana bu mertebenin verilmesi, insanın imtihan edilmesi içindir. 51/Zariyat 56 “Ben, cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” 51/Zariyat 57 “Ben onlardan rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istemiyorum.” 51/Zariyat 58 “Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.”
insanlardan önce, cinler yaratılmış, cinler kan dökmüş olmalılar ki, melekler tecrübelerini/gördüklerini söylüyorlar. Bakara 36. ayette, “Şeytan ademoğlunun/insanın ayaklarını hile ile kaydırttı ve içinde bulundukları o rahat durumdan uzaklaştırdı. Biz de, onlara, bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana kadar yaşamak vardır dedik.” 18/Kehf 7 “Biz insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir ziynet yaptık.” 20/Taha 123 “Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime/Kuran’a uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.” Çeşitli ayetlere göre melekler, kayıtsız şartsız itaat etmeyi ibadetin en büyük üstünlük olduğunu sanmışlar, Allah’ta ibadet ve itaatle birlikte isyan ve karşı çıkmanın olmasını esas almış, insan, eksileri, artıları, yücelikleri, basitlikleri, ışıkları, karanlıkları, sevgileri, nefretleri, güzellikleri, çirkinlikleri ile onurludur. İnsanı melek gibi düşünmek veya melekleştirmek, Allah’ın savunduğu insan modelini beğenmeyip, ortadan kaldırmaktır. Kuran, onun için peygamberlere 6/Enam 50 “…Size ben bir meleğim de demiyorum…” yine 11/Hud 31 ayette de aynısını dedirtiyor. İnsanı, Allah’ın yarattığı ve gönderdiği amaca uygun anlamak doğru olmaktadır, aksini yapmak, Allah’ın emrini beğenmemek ve yetinmemek anlamına gelir ki, bu imanı sıkıntıya sokan önemli konulardan biridir. Melek ve meleklik: Bunun cevabını Allah, Kuran’da şöyle veriyor, 66/Tahrim 6 “Allah’a, emrettiği ve buyurduğu şeylerde karşı gelip isyan etmeyen ve sadece emredilenleri yapan melekler vardır.” Demek ki, melekler, Allah’ın emri ve buyruğu dışında hiç bir şey yapamazlar. Ama, insanlar, Allah’ın kendilerine verdiği, günah, isyan gibi işleri hür iradeleriyle yapabilirler. Melekler, günah, işleyemezler, ama insanlar, günah işleyebilirler. Burada, sorulan ve insanları meşgul eden bir konu var, melekler, insanların dünyada, nasıl kan dökeceklerini bilmişler. Allah, cinleri insanlardan daha önce yaratmış, bu durumda, yeryüzünde, cinler, insanlardan önce kan dökmüş olmalılar ki, melekler bundan tecrübe edinerek, insanların da kan dökeceklerini söylüyorlar. 15/Hicr 26 “Ant olsun biz insanı, pişmiş kuru bir çamurdan, tabiatı değiştirilmiş, şekillenmiş kara balçıktan yarattık.” 15/Hice 27 “Cinleri de daha önceden zehirli ateşten yaratmıştık.” Yine 15/Hicr 29 “Ona/insana şekil verdiğim ve ona/insana ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun/insanın için secdeye kapanın.” 38/Sad 72 “ İnsanı tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın.” Burada insanlar tarafında tartışılan ve sorulan sorulardan biri de ruh tur.