BAKARA SURESİ -8-

Şüphesiz ki, sen doğru bir yolu göstermektesin.”
93/Duha 7 “Şaşırmış bulup da yol göstermedi
mi? ” 43/Zuhruf 44 “Doğrusu Kuran, sana
ve kavmine bir zikirdir/öğüttür, ileride/ahrette
Kuran’dan sorumlu tutulacaksınız.” 27/Neml 91,
92 “…Bana, Müslümanlardan olmam ve Kuran
okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse
yalnız kendisi için gelmiş olur, kim de saparsa
ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.” 10/
Yunus 108 “De ki: Ey insanlar, size Rabbinizden,
hak/Kuran gelmiştir, artık kim doğru yola gelirse,
ancak kendisi için gelir. Kim de saparsa, o da ancak
kendisi için sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil
değilim, sadece tebliğ etmekle memurum/görevliyim.”
Bakara 8. “İnsanlardan öyle kimseler vardır
ki, Allah’a ve ahret gününe inandık derler ama
onlar gerçek mümin değillerdir.” Ayet bize bir
gerçeği daha önümüze koyuyor. İman, sadece
dil ile inandım, iman ettim demekle olmuyor. Bu
bir kalpten gelen inancı söyleyip ve de hayatında
yaşama işidir. Ben inandım demek, arkasından
da Allah’ın, Kuran’da açıkladığı gibi değil de, Kuran’la
çelişen uydurma hadisleri, mezheplerin görüşlerini,
tarikat sözlerini, alim, ulemanın deyişlerini
dine ilave edip, karma bir din oluşturup,
sonrada ben inandım demek Allah’ın istediği bir
iman değildir. Önemli olan, Allah’ın sizin inancınızın
nasıl olması emrine uyulmaktır, yoksa kendimizin
nasıl inandığı doğru değildir. eğer kendimizin
inandığı doğru olsa idi, ne kitap’a, ne de
Nebiye ihtiyaç olurdu, yaptığınız doğru devam
edin denilirdi, ama yanlışlık var ki, uyarılıyoruz.
Bakın Nasıl uyarıyor Rabbimiz, 39/Zümer
3 “Dikkat et, halis (bozulmamış, arı, duru içine
yaratılmış insan, mezhep, tarikat, alim, ulema
sözü karışmamış) sade din yalınız Allah’ındır.”
Onun için uyarılıyoruz ve yine, 39/Zümer 11 “De
ki: Bana dini, Allah’a halis kılarak, Allah’a kulluk
etmem emir olundu.” Diğer bir ayette, 39/Zümer
14 “De ki: Ben dinimde ihlas ile ancak Allah’a
ibadet ederim.” 7/Araf 29 “… Dini yalınız Allah’a
has kılarak O’na yalvarın…” 7/Araf 28 “Onlar/
insanlar bir kötülük yaptıkları zaman, babalarımızı,
büyüklerimizi bu yolda bulduk/gördük/
duyduk, Allah’ta bize böyle emretmiş derler. De
ki: Allah hiçbir kötülüğü emretmez, Allah’a karşı
bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz.” Allah
Resulü, bakın nasıl uyarıyor, bir rivayete göre.
“İnsanlara nispetle, benim durumum ateş yakan
bir kimsenin durumuna benzer. Ateş çevresini
aydınlatınca kelebekler ve ışığa gelen haşereler o
ateşe üşüşmeye başlarlar. Bende onları uzaklaştırmak
isterim, onlar ise baskın çıkarlar ve ateşe
girerler. Ben sizi belinizden kavrayıp ateşten
çekmek istedikçe, siz ateşe girmek istiyorsunuz.”
(Müslim ) Bakara 8 den 20. Ayetin sonuna kadar
kalplerinde hastalık oluştuğu, yeryüzünde fesat
çıkartmayın diye uyarıldıkları, insanların doğru
inananları gibi sizde doğru inanın denilmekte,
hür irade ve istekleriyle azdıklarından dolayı da
Allah, onlara fırsat verir ki, günahlarını katlayarak
yaşarlar.

#kemalyavuz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.