BEKİR ÇAY: KEHRİBAR TESBİH İLGİ GÖRÜYOR

 

Kayseri’de tesbih sektörünün tanınmış isimlerinden Beray Tesbih işletmecisi Bekir Çay ile tesbih üzerine konuştuk.

Tesbihin Türk tarihindeki yerine değinen Çay, “Tespih imalathanelerinde üretilip  satılan tespihler altın ile yarışıyor.” Dedi.

Türkiye’nin birçok yerinde bulunan imalatçılarda üretilen ve satışı yapılan  ‘’ kehribar‘’ tesbihinin rağbet gördüğünü ifade eden Tesbihci Bekir Çay, “Bu tesbihlerin çekildikçe renginin değişmesi meraklısına ayrı bir zevk veriyor. Tesbihlerin fiyatı 3 Bin lira ile 5 bin lira arasında değişkenlik gösteriyor. Türk tespih ustalarının sihirli dokunuşları ile farklı bir görünüm kazanan damla kehribar, ayrıca bir şifa kaynağı. Eklem tutulmalarının yanında boyun fıtığı ile guatra iyi geldiği bilinen kehribar, sarılık, alerji için de kullanılıyor. Damla Kehribar’ın tarihten bugüne geliş yolculuğu da hayli uzun.” Diye konuştu.

 

KEHRİBAR TESBİHLER ÖN PLANDA
Çay, “Türk tespih ustalarının sihirli dokunuşları ile farklı bir görünüm kazanan damla kehribarın işlemeye elverişli sertlikte olanının ender bulunması, ekonomik değerini daha da arttırarak kıymetli taşlar sınıfında yerini alıyor. 1900’lü yılların ikinci çeyreğinden itibaren Almanya’da ateşe dayanıklı tüketim malzemesi üzerinde çalışmalar devam ederken kimyasal malzemeler ile fermante edilerek bir sanayi malzemesi olarak da kullanılıyor. Ancak bu yöntem üretilen ateşe dayanıklı maddeler zamanla karama sorunu ile karşılaştığı için üretici ve tüketiciler arasında istenmeyen bir özellik olarak nitelendirilmiş. Bu olumsuz etkiye 2.Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri de eklenince bu yöntemle üretim sona eriyor. Bu yöntemle üretilen ürünlerden elde edilen malzemelerin renkleri ve kullanıldıkça renk değiştirmeleri tespih severler arasında rağbet görmesine ve sevilmesine neden oluyor. Zamanla bu malzemelerde yapılan tespihler sıkma ve Osmanlı Sıkma adı ile anılıyor. Ancak burada hikayelendirilen Damla Kehribar, tamamen doğal olup hiçbir kimyasal işlemle karşılaşmamış doğada bulunan bir malzeme.
Bugüne gelene kadar insanların deniz kıyılarından, sahillerden ırmak yataklarından topladıkları Damla Kehribar parçaları şu an modern madencilik teknikleri kullanılarak çıkartılıyor. Kehribar taşına dünyanın farklı bölgelerinde rastlanmakla birlikte, oluşma zamanı ve dönem şartlarına bağlı olarak farklı sertliklere ve renklere göre kehribar oluşumlarına rastlanıyor.
Baltık Denizi ülkelerinden elde edilen kehribar taşı, mücevher ve tespih üretimi ve ticaretinde en gözde olanı. Dünyanın farklı coğrafyalarında, her yıl yüzlerce ton üretim yapılmasına rağmen bu miktarın yüzde olarak çok küçük bir miktarı tespih yapımında kullanılacak kalitede.
Kehribarın, bir dekarasyon ya da ziynet eşyası olarak kullanımından daha da önemli kılan, kehribarın insan sağlığına olumlu bir etki yaptığı yönündeki inanç. Ustaların tabiri ile kendisi ile tanışanların müptelası olacakları kadar çekici ve etkileyici bir taş olan kehribar, insan sağlığına olan etkilerinden dolayı şifalı olarak kabul ediliyor. Kehribarın insan vücuduna birçok olumlu etkisi olduğuna inanılıyor. Bu taşın, tespih, takı aksesuarı olarak çok sık bir şekilde kullanıldığı bilinirken artık ilaç olarak da kullanılmaya başlandığı görülüyor.” Diye konuştu.

TÜRK USTALARIN FARKI
Türk ustaların yapmış olduğu bütün tespihlerin estetik ve sanatsal açıdan birçok değer taşıdığını söyleyen Çay, Türkiye’deki tespih sevgisinin, tespih sanatının gelişmesinde ve dünyaca tanınmasında en önemli etken olduğunu belirtiyor. “Biz elimizden geldiği kadar bu sektörü daha ileri götürmeye, sevdirmeye çalışıyoruz, bunları yaparken insanlara doğal malzemeleri, belli bir zaman sonra daha kıymetli olacak malzemeleri kullanmalarını tavsiye ediyoruz.” diyen Çay, Damla Kehribar kullanılarak yapılan tespihlerin bir zaman sonra yaşıyormuş gibi geldiğine dikkat çekiyor. Çay, “Doğal malzeme kullanılarak yapılan bir tespih renk alıyor sonra içinde damarlar oluşuyor, insana her gün farklı farklı gelmeye başlıyor. Tespih ve kolleksiyoner arasında bir bağ oluşuyor. Bu bağ insan manevi bir huzur veriyor. Bu sevginin temelinde bu duygular var.” Dedi.

USTANIN TARZI ÇOK ÖNEMLİ
Tespihe değer katan şeyin ustanın tarzı olduğunu vurgulayan Çay, tespih ve sahibi arasındaki manevi bağa dikkat çekiyor: “Ölçülerinden, imamesinden, hitamesinden hangi usta yapmış diye tanınır. Tespihi çekmek, sevmek insanı mutlu eder. Tespihi bir noktaya getiren insanlarda tespih bir hastalık mı diyeyim, öyle koleksiyonerler var ki birçok tesbihi olduğu halde bir yenisini aldığı zaman aynı sevgiyi yaşıyor, mutlu oluyor. Siz de bu insanları mutlu ettiğiniz zaman mutlu oluyorsunuz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.