BEŞ YILDA BİR MİLYON ÇOCUK
Değerli okurlarım,
Yaşadığımız şu güzel ülkemizde her şey günden güne daha iyiye, daha güzele gitsin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşalım derken, ne yazık ki birçok konuda üzücü sonuçlarla karşılaşıyoruz..Bunlardan birisi de Eğitim Öğretim ve okullaşma..
Bundan beş altı sene önce 4+4+4 diye bir sistem getirdiler.Veliler ve çocuklar evlerinin dibindeki okullarını bırakarak farklı farklı yerlerdeki okullara zorlandılar. Böylece veliler çocuklarını servislerle evlerinden uzak okullara, okullardan da evlerine birçok masraflar ödeyerek taşımak zorunda kaldılar.
Durum böyle olunca ülke genelinde çocuklarımızın okullara gidişlerinde büyük düşmeler başladı. Bugün geldiğimiz noktada ülke genelinde BİR MİLYON YÜZ BİN çocuğun gitmesi gereken okullara gitmediği ni ne yazık ki bakanlığın verilerinden öğreniyoruz..
Bu ülkeyi yönetenler olarak, bu ülkede 16 senedir yetki sahibi olan siyasetçiler olarak şapkayı önümüze çıkarıp bu ve buna benzer acı tabloları , ne yazık ki gerçekleri düşünmemiz lazım..
18 Milyon çocuğumuzun karne alarak sevindiği bu günlerde bir milyon çocuğumuzu bu sevinçten niçin mahrum bırakıyoruz. Elbette bunda suç devletin olduğu kadar asıl velilerinde kabahati var..Bundan yüz yıl önce Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda ülkemizde okuma yazma oranı belli..Şimdilerde yüzde doksanlara çıkmışken neden bir milyon çocuğumuzu okulsuz bırakıyoruz.. Bu bizi yönetenlerin bir ayıbı ,çocuğunu gereken okula göndermeyen velinin suçudur..
Değerli okurlarım ,
Çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras birer öğretmen olarak, anne baba olarak kalplerine yerleştireceğimiz şefkat, merhamet ve sevgi duygusudur. Onlara gereksiz bilgiler yerine görgü kurallarını, aile bireyleri ve çevresindekilerle iyi ilişkiler kurabilmelerinin yollarını öğretmeliyiz.
Cemil Meriç;
En çok sevilen öğretmen,
En çok seven öğretmendir.. dediği gibi .
Çocuklarımıza sevgiyle, şefkatle, en önemlisi de ister öğretmeni olalım, ister anne babası olalım onlara sabırla yaklaşmalıyız. Karnelerini aldıkları şu günlerde asla ve asla bir başkasıyla kıyaslamamalıyız. Zayıf derslerinden dolayı suçlamamalıyız. Öğretmenleriyle iş birliği yaparak nedenlerini araştırmalıyız. Gelecek dönem ve gelecek yıllar için tedbirlerimizi almalıyız.
Yine bir dörtlükte;
‘’Bir gül bir gün kurur ve biter,
Kalpteki sevgi asla bitmez,
Yağan yağmurlar elbet durur,
Gönüldeki fırtına hiç dinmez
Gün gelir her şey unutulur
Sevilen insanlar asla unutulmaz.’’
Değerli öğretmenler, değerli anne babalar sizlerde öğrencilerinizin çocuklarınızın gönlüne taht kurup kendinizi asla unutturmayınız.
Küçük bir anımı paylaşmak istiyorum..
Emekli olduktan sonra bir akşam evimizin telefonu çaldı.. Torunlarımdan birisi dede seni arıyorlar dedi.. Telefonu aldım bir bayan Siz Mehmet SARI mısınız diye sordu.. Evet benim siz kimsiniz dediğimde karşıdan bir çığlık duydum.. EVET ÖĞRETMENİMİ BULDUM diye. Merak içinde tekrarladım Siz kimsiniz diye..
Hıçkırarak ;
Öğretmenim ben Başara dan ….. dedi. Öğretmenim Sizi çok özledim diyerek hıçkırıyordu.. Aradan 30 yıldan fazla zaman geçmişti. Ondan sonra Halen sürekli telefonlaşıyoruz. Bunun gibi onlarcası..
Sözün özü ve kısası, Öğrencilerimize, çocuklarımıza kendimizi sevdirmesini bilelim, onların derslerdeki başarılarının yanında kişilikleriyle övünelim.. Şu yıllarda okullarına gönderilmeyen yada okumaları her ne sebeble olursa olsun engellenen BİR MİLYON çocuğumuzun daha artmaması için gereken tedbirlerin alınması için milletçe çalışalım.. Kalın Sağlıcakla 20.01.2019 Mehmet SARI
Xxxxx
SEÇİLMİŞ SÖZLER ;
Tanrı;
Hiç bir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz .
Onu kötü yapan, kalitesiz kötü eğitimdir.
Kötü anne, baba ve kötü çevredir.
Kötü yönetim balçık gibidir.
Zavallı yavruları çekip yutar..
Victor HUGO
ATATÜRK DİYOR Kİ,
Aldanmak gaflettir, hususiyeten aldandığını beyan etmek apaçık itimadı yitirmektir,ahmaklıktır. Samimiyet ile ahmaklık münasebetini bir birinden ayıran yegane unsur ise hassiyettir.
Hassiyeti olmayan yanılmaya,aldanmaya ve aldatılmaya ilelebet mecbur kalacaktır.. (1933 İzmir) #MEHMETSARI