BİR YILDIZ DAHA SÖNDÜ!

İnsanın gelişiminde  en önemli faktör hiç şüphesiz ki ailedir. Aile içerisinde geçirilen sağlıklı yaşam bireyin tüm hayatını etkiler. Bunun tam tersi olan sağlıksız yaşam ise maalesef bireyin gelişimini her türlü sekteye uğratmakta ve bu birey sadece kendisini değil etrafındaki kişileri de negatif etkileyerek sağlıksız bir neslin tohumunu atmaktadır. Bununla birlikte boşanma oranları son 30 yılda  tüm dünyada olmakla birlikte ülkemizde de artış göstermektedir. Bu yüksek boşanma oranı, çok geniş sayıdaki çocukları etkilemektedir.  Çünkü eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte, ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler. Bu çocukların bireysel olarak iyi yetişmeleri bir yana geleceğimizin yetişkinleri olacakları için toplumun genel sağlığı açısından da çok önem arz etmektedirler . Bir çok çalışma şunu göstermektedir ki ; boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir .Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır . Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük  iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.

Antisosyal, agresif ve suç içeren davranışlar boşanmış aile çocuklarında daha fazla görülmüştür . Örneğin parçalanmış ailelerden gelen ergenlerdeki suça iştirak etme oranı %15 iken diğer akranlarında bu oran %8’dir, yani 2 kat fazla bulunmuştur . (Amerikan Ulusal Sağlık Araştırma verilerine göre.)

Amerikan Ulusal Sağlık Araştırma verilerine göre boşanmış ailelerden gelenlerin sigara içme oranı %14 iken normal ailelerden gelenlerde bu oran %9 dur. Hayatın herhangi bir döneminde alkol bağımlılığı %18.2 bulunurken normal ailelerden gelenlerde bu oran %13.1 dir

Yapılan bir çalışmada boşanmış ailelerden gelen çocuklar ve ergenler %17.5 oranında kazayla yaralanmaya maruz kalırken, yaşıtlarında bu oran %13.4 bulunmuştur . Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir . Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme , ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak , belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stres etkeni de ; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Bir çok araştırma göstermektedir ki ;  boşanmış aile çocukları, boşanmamış aile çocuklarına göre ebeveynleriyle daha düşük olumlu ilişkiye sahiptirler . Ayrıca araştırmalara göre problemler yetişkinliğe kadar sürmektedir ve bu etkilerin yaklaşık yarısı boşanma öncesi etkenlere bağlıdır.   Boşanmadan sonra anne-baba ile çocuğun etkileşimi ile evlilik kalitesi ve ebeveyn-çocuk problemleri arasındaki bağlantı iki şekilde açıklanabilir. Birincisi: anne ve baba kendi problemlerinden dolayı çocuklarına yeterli ilgi gösteremeyebilirler.  İkinci olarak : Boşanma sonrası, ebeveynlerde dış dünya ile olan yakın ve sıcak ilişki kurma kabiliyetlerinde zayıflama tespit edilmiştir.  Boşanmış ailelerdeki yapılan yakın zamandaki çalışmalarda , ayrılma döneminde yaşanan stres, çocuklarda ders notlarında düşme, depresyon, anksiyete, erken yaşta davranım problemlerine yol açmaktadır. Boşanmış aileler üzerinde yapılan üç ayrı çalışmada hem çocukların hem anne-babanın psikolojik tedavi alma oranı evli ailelere göre iki ya da üç kat fazla çıkmıştır .Çocukların maruz kaldığı izolasyon ve yalnızlık duygularını, boşanma kaynaklı yanlış kabulleri ve stresleri ortadan kaldırmak için terapilere ihtiyaç vardır. Okullarda yapılan çalışmalarda, bu çocukların diğer aile çocuklarına göre daha fazla davranış problemlerine sahip olduğu anlaşılmıştır

Aile kişinin sadece kendisi olduğu için sevildiği bir yerdir. Ona sahip çıkmak ülkeye ve bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak demektir. Milletler aileler ile yaşar. Kazandığımız bir çocuğumuz  bile bizim için çok değerlidir.

AİLECE KALIN….

DİLEK ALBAYRAK

SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.