BİRİLERİ ADABI MUAŞERETİ ÖĞRETSİN
Mevsim geçişlerinde dikkat edelim ki hastalanmayalım. Havaların bir gün sıcak bir gün soğuk olması bünyeyi mafediyor. Bundan dolayı bazı insanlar şöyle der. Bütün kış hastalanmadım ama baharda grip oldum. Bazen iş yaparken hava güneşli diye Tarzan gibi iş yaparız. Terleriz, terimizi soğutur sonra ah vah edip su torbaları ile gezeriz. Dikkat edelim hastalanmayalım.
Aynı zamanda toplu taşıma araçlarında sevmediğim iki şey var. Sarımsak ve soğan yiyip dişini fırçalamadan sokağa çıkıp sonra otobüste hiç çekinmeden utanmadan insanın üzerine üzerine nefes alıp veren. Bu insanlar gerçekten çok utanmaz ve arlanmaz. Tamam sarımsak soğan seviyorsun her gün mantının yanında yoğurtla yiyorsun da senin kokunu neden bir otobüs insan çeksin. Geçen gün otobüste yanıma bir teyze oturdu. İnanın size istiğfar edecektim sarımsak kokusundan. Sabah uyanmışsın işe gidiyorsun afyonun patlamamış ama teyze kokusuyla sendeki bin yıllık uykuyu alıyor. En sevmediğim insan tiplerinden birisi bu sarımsak soğan yiyip toplu taşıma araçlarına binenler. Binme kardeşim. Adamı mahfetme yani. İkinci olarak ise aynı şekilde toplu taşıma araçlarından insanların üzerine öksürenler. Bazen karşılaşıyoruz. O an içimden çokta iyi şeylerin geçtiği söylenemez. Birileri bu topluma adabı muaşeret kurallarını da öğretsin. Çoğumuz bu yollardan hasta oluyoruz. Sen kendine kuzu gibi baksan da hasta olmamak için öküzün biri gelir ağzını kapatmadan bütün mikroplarını senin üzerine sıçratır.
Lütfen bu konularda dikkatli olalım. Akbil basıyorsunuz diye otobüsü rehin almanın anlamı yok. Millet demesin artık hangi durakta inecekse inse de biz de kurtulsak. Bir de aynı şekilde otobüs ve tramvaylara binip yüksek sesle konuşanlar. Tamam da kardeşim sen konuşuyorsan konuş. Millet neden duysun özelini. Biri telde konuşuyor kalan yüz kişi onu dinliyor.
Ne diyeyim Allah akıl fikir versin.