BOŞLUĞA DÜŞMEMEK İÇİN..
Her insan hayatının belirli dönemlerinde boşluğa düşebilir, dibe vurabilir, kendisini çok kötü hissedebilir. Bu durum son derece normal ve doğaldır çünkü yaşamış olduğumuz ortam, şartlar ve bu güvensizlik insanı yalnızlığa doğru sürüklemektedir. Doğası gereği hiçbir insan yalnız kalamaz, her an etrafında sevebileceği, güvenebileceği kişiler arar. Bazı kişiler ise kalabalıklar arasında kendisini yalnız hisseder, mutsuz ve umutsuzdur. Aslında bunların hiçbirisi hastalık değil bu devir de ki doğal bir süreçtir. İnsanlar birbirine güvenmiyor, yaşam çok hızlı ve stresli, soluduğumuz hava zehirli, yediklerimiz doğal değil. Bütün bunları düşündüğümüzde stres, kaygı ve korku gibi duyguları kişiler kontrol edemez hale gelebiliyor. Dinlediğim yüzlerce kişilerden edindiğim deneyimlerden duygusal sorunların birçok nedeni var ve insanlar bunun farkında dahi değil. Bunların bazıları ise şunlar:
DÜZENSİZ UYKU: Uykusuzluğun ya da düzensiz uykunun huzursuzluğa yol açtığını hepimiz biliriz. Yeterince uyumadığınız zaman beyin hücrelerinin yenilenmesi için yeterli zaman oluşmaz ve bu durum stres, öfke gibi olumsuzlukları tetiklemeye başlar. Olduğundan çok daha fazla agresif bir yapıya bürünmek kişinin elinde olmadan sürüklendiği sonuç olacaktır. Sadece az uyku değil aynı zamanda aşırı uyumak da zararlıdır. Miskin ve tembel bir kişi olma yolunda ilerler ve kendisini her zaman yorgun ve bitkin hisseder. Düzenli ve kaliteli uykuda şifa vardır. Bedende ve zihinde adeta detoks etkisi yapar, kendinizi çok daha dinç ve güçlü hissedersiniz.
MADDİ SIKINTILAR: Maalesef ki günümüz şartlarında en sık karşılaştığımız sorunlardan birisi de budur. Birçok insan geçimini sağlamak da oldukça zorlanmakta ve geleceği için aşırı kaygılanmakta. Kendisinin ve ailesinin sorumluluğunu üzerine almış her insan bu duyguyu yaşar. Bunun sonucunda kaygı bozukluğu, aşırı stres ve sürekli huzursuzluk olabilir. Toplumumuz bu konuda oldukça sancılı ve çaresizlik daha da üzücü. İnsanlarımızın refahı için hem birey olarak hemde toplum olarak elimizden gelenin en iyisini yapmak durumundayız. Umut, her zaman vardır ve sönmeyen bir ışıktır fakat onu görebilmek için gözlerimizi açık tutmak zorundayız.
AŞIRI İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI: Bizim insanımız internete ve sosyal medyaya hazırlıksız yakalandı. Bu konuda bilinçsiz olmamız, güçsüz irademiz, kendimizi yeterince kontrol edemeyişimiz ve aşırı merak bizleri internet ve sosyal medya bağımlısı haline getirdi. Herşeyde olduğu gibi bunun da aşırısı elbette zararlıdır. Bizleri sosyal hayattan soyutladığı gibi sorumluluklarımızı yerine getirememe gibi sorunlara yol açmaya başladığını görüyoruz. Bütün dünyası ekranın içi olan kişilerde ise çok daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Daha depresif bir yapıya doğru sürükleniyorlar ve bununla başa çıkamaz hale geliyorlar. İnsanın doğasında konuşmak, paylaşmak, doğal yaşam vardır. Bunlar bizim özümüzdeki hakikattir. Özümüze döndükçe daha doğal bir yaşamı seçtikçe bu bağımlılıktan rahatlıkla kurtulabiliriz. İhtiyacımız olduğunda ve gerektiğinde kullanmaya başladıkça kendimizi çok daha iyi hissedeceğiz.
YAŞADIĞIN ORTAM: Kalabalık ve yaşamın çok hızlı aktığı şehirlerde yaşayan kişilerin daha sakin, dingin ve doğal yaşayan kişilere göre çok daha depresif yapıda olukları aşikardır. Aşırı strese maruz kalan insanların duygusal ve ruhsal anlamda rahatsızlık yaşama oranları doğal yaşayanlara göre çok daha fazla. Bu bilinçle hareket ederek yaşadığımız ortamı güzelleştirmek, fırsat buldukça doğaya kendimizi bırakmak, daha dingin ve sakin bir zihne kavuşmak arzuladığımız yaşama bizleri kavuşturacaktır. “Yaşadığın yeri cennet yapamadığın sürece kaçtığın her yer cehennem olacaktır.”
KARDEŞ BAĞININ ZAYIFLIĞI: Yaşamı boyunca herkes zor duruma düşebilir ve bu sıkıntılı anlarda ilk elini uzatacak kişi kardeştir. Kardeşten uzaklaşmak, onunla yabancılaşmak haram olduğu gibi birçok duygusal sorunları da beraberinde getirecektir. Kardeş bağı güçlü olmayan herkes belirli bir dönem sonra duygusal ve ruhsal sorunlara daha yatkın hale geliyor. Zayıf anınız da kardeşinizden alacağınız desteği bir başka kişinin verme şansı yoktur. Çünkü aranızda kan bağı var, gönül bağı var, aynı anneden süt içtiniz ve daha önemlisi o sizin canınız gibidir.
AŞIRI İLAÇ KULLANIMI: Belki de en sık karşılaştığım kişiler arasındadır çok fazla ve gereksiz ilaç kullanan kişiler. Sürekli kendisini hastaymış gibi zannederek kulaktan duyma fikirlerle uzmanına danışmadan ilaç tüketenler vardır. Evhamlıdır, hastalık hastasıdır ve kontrol edilemezse çok daha ciddi sıkıntılara yol açabilir. Gereksiz ve yanlış bir şekilde aldığı ilaçlar yüzünden bedenine ve zihnine zarar vermeye başlıyor. Doktorunuz gerek görmedikçe ve bilinçsizce kullanılan her ilaç bir zehirdir. Birçok ilacın duygusal ve ruhsal anlamda olumsuz yan etkileri de bilinmekte. Bedeninizi zehirliyorsunuz ve depresyona yatkın bir kişilik oluyorsunuz. Kesinlikle bu konuda kendinizi kontrol etmelisiniz fakat başaramıyorsanız mutlaka bir uzmanla çalışmalısınız.
MEVSİM DEĞİŞİKLİKLERİ: Birçok insan kapalı, yağmurlu, soğuk ve karlı havayı sevmez ve rahatsız olurlar. Çok azda olsa bazıları yazdan hoşnut olmazlar ve sıcaktan dolayı kendilerini iyi hissetmezler. Her iki durumda da senenin yarısını heba etmiş oluruz ve kendimizi daha kötü hissedebiliriz. Depresyona bile neden olabilir bu durum. Oysa, her anın farklı güzellikleri vardır; yazın sıcacık havası, yağmurun toprağı ıslattığı anda ki o mükemmel kokusu, karla gelen temizlik ve muhteşem enerji. Aslında bizlerin en büyük eksikliği bize sunulan bütün bu güzelliklerin farkında olmayışımız ve kıymetini bilemeyişimizdir.
SİGARA: 26 Yıl sigara kullanmış ve 1,5 yıl önce bırakmış birisi olarak; eskiden sigarasız bir hayat düşünemezdim ve gerçekten haz aldığımı zannederdim. Ne kadar yanıldığımı bıraktıktan sonra çok daha iyi anlamaya başladım. Yediklerimden, içtiklerimden, aldığım nefesten ve kokladığım her şeyden gerçek hazzı ve lezzeti aldığımı fark ettim. Sigaranın vermiş olduğu keyfi başka bir şeyde bulamam diye kendisini aldatanlar bıraktıklarında anlayabiliyorlar ancak insana ikram edilen bütün lezzetleri, güzellikleri ve zenginlikleri. Toplumun bilinçaltına yerleşmiş yanlış hurafeler mevcut; sigarayı bırakırsam sinirli olurum, öfkemi kontrol edemem, kilo alırım gibi yanlış düşünceler. Tam aksine sigara içmediğinizde daha sakin, huzurlu ve sağlıklı olacağınız gibi çok daha fit ve güzel bir bedene de sahip olacaksınız. Sevgiyle esen kalın…
#mustafatürkmen