Çocuklarda fiziksel ve davranışsal değişiklikler madde kullanımı belirtisi olabilir
Aile ve Sosyal Politikalar Kayseri İl Müdürlüğü Uzman Psikologu Sengül Durmuşoğlu, ebeveynlerin çocuklarında gördüğü fiziksel ve davranışsal değişikliklerin madde kullanımı belirtisi olabileceğini söyledi.
Ailede önce anne fark ediyor
Bir hastalık olarak nitelendirilebilecek olan madde kullanımının çok sayıda fiziksel ve davranışsal belirtisi olduğunu belirten Durmuşoğlu, ailelerin daha çok davranışsal belirtilerin farkına varabileceğini ifade etti. Durmuşoğlu, çocuğuyla daha fazla vakit geçirdiği için daha ziyade anneler tarafından fark edilen fiziksel ve davranışsal belirtileri şöyle sıraladı:
“Fiziksel belirtiler, kişinin temel bakımını ihmal etmeye başlaması, gözler de kızarıklık, ani kilo kaybı, uyku problemleri olarak sayılabilir. Davranışsal belirtilerin en belirgini ise kişinin mizacında ortaya çıkan ani değişimlerdir. Örneğin birey sakin bir mizaca sahipken son dönemlerde aşırı derecede agresif, hırçın saldırgan olmaya başlayabilir. Kişi maddeyi temin edebilmek için hırsızlık girişimlerinde bulunabilir, suça karışma ve yalan söyleme gibi faaliyetler içerisine girebilir. Odaklanma da ve dikkati verme de yoğunlaşmada bir problem yaşadığı için ders başarısında ciddi bir düşüş, dolayısıyla okulda problem yaşayabilir. Bundan dolayı kendini değersiz hissetme ve içe çekilme gibi duygularla baş başa kalabilir.”
Önlemler risk faktörlerine göre alınmalı
Ebeveynlerin önlem alırken riskleri doğru değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Durmuşoğlu, önce en yakındaki AMATEM merkezlerine başvurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca psikolog ve psikiyatrist desteği de alınabileceğini belirten Durmuşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerinden de destek alınabileceğini kaydetti. Durmuşoğlu, “Eğer risk faktörü yanlış arkadaşlar ise anne ve babanın çocuğu cezalandırmak yerine farklı alternatif ortamlar oluşturması uygun olacaktır. Eğer kişi stresle baş edemiyorsa kendini değerli hissettirecek girişimlerde bulunmak gerekir. İletişim konusuna gelince; ‘Sen şöyle bir çocuksun, sen bunları yanlış yapıyorsun. Doğru şeyler yapmıyorsun’ gibi hitaplar kişinin kendini değersiz hissetmesine neden olacağı için, ‘Sen bunu yaptığında ben üzülüyorum. Beni kızdırıyorsun demek yerine bana verdiğin sözleri tutmadığında ben üzülüyorum ve öfkeleniyorum’ gibi kendi duygunuzu da kattığınız cümleler kullanmak uygun olacaktır” diye konuştu.
Sosyo ekonomik düzeyi düşük, göç alan çevrede madde kullanımı daha fazla
Madde kullanımının en fazla arkadaş çevresinde başladığını kaydeden Durmuşoğlu, merak, stresle baş edememe ve aile içi ilişkilerdeki olumsuzlukların da madde kullanımına başlamadaki diğer faktörler olduğunu dile getirdi. Yaşanan çevrenin de etkili olduğuna dikkat çeken Durmuşoğlu, “Anne ve babanın çocuk üzerindeki kontrolü, denetimi ne zaman ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa orada bir problem yaşanıyor. Çocuk kimlerle arkadaş kurmaya başlamış, nerelere gidiyor, hangi internet sitelerinde dolaşıyor bu benzeri konuları anne ve babalar bilmiyor. Bilmedikleri için de çocuk açık bir hedef olarak karşımıza çıkıyor Bunun yanı sıra çevresel faktörleri unutmamak gerekiyor. Bireyin bulunduğu çevre kültürel anlamda veya ekonomik anlamda düşük seviyeye sahipse birey daha fazla risk altındadır. Örneğin birey göç alan ya da madde kullanımının yoğun olduğu bir yerde bulunuyorsa, maddeye bulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. İHA