DİKKATE ALINMAYAN KUR’AN DA Kİ AYETLER
“Fakat sağırlara (duymak istemeyenlere) sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa” (10/Yunus 42)
Dinler, başından beri hep Allah’ın gönderdiği elçiler vasıtasıyla insanlara ulaşmış, fakat yine bu insanların ekserisinin onu değişikliğe uğratması sonucu bozulup, kayboluştur. Burada Adem (as) den bu yana Allah’ın elçileri ile gönderdiği dini söz konusu ediyoruz, insanların bazılarının vehmettiklerinin sonucu olarak ortaya çıkarttıkları şirk dinini değil.
Allah katında kabul görecek olan dinin adı İslamdır. İnsanlar bu İslam dinini ya bozarak, ona bir şeyler katıp, dinden bazı şeyler çıkararak meydana getirdikleri dinleri benimsemiş, ya da tamamen dinden uzak ayrı dinler kurmuşlardır. Doğrular yalnız Allah’ındır. Bizler Allah’ın doğrularını sahiplenebildiğimiz ölçüde Allah’ı razı edebiliriz. Yoksa Allah’ın indirdiği dine bizlerde bir şeyler katarsak o zaman saf, arı, duru din kirlenmiş karıştırılmış olur ki, o zaman İslam olmaz, başka bir hurafe dini oluşur.
“Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” ” (50/Kaf 37)
Bizler de doğru sözlere kulak verelim ki, yerimiz güzel yerlerden olsun. Aklın gereği budur. Zira Allah yalnız aklı bize vermemiş, diğer insanlara da dağıtmıştır. Kendi akıllarına başkalarının aklını da ekleyerek, zenginleştiren-lerin aklı daha güçlü akıldır.
İnsanları bir yerlere götürecek yollar belirlenirken, aynı zamanda tehlikeli virajlar, rampalar, inişler, görüş mesafesi, kısa dönüşler levhalarla açıklanmaktadır. Allah’ta düzgün, rızasına uygun, gidilecek yolu yaptığı açıklamalarla, bu yolun üzerine koyduğu işaretlerle uyarmış, şirke, günaha girmemenin, yoldan sapmamanın tedbirlerini kullarına göstermiştir. İnsanların bir bahaneleri kalmasın ve Rablerine şunu söylemedin, bunu açıklamadın, şu tehlikeye dikkatimizi çekmedin de, bizler bu sebeplerden yanıldık, yoldan çıktık demesinler.
“Yerine göre müjdeleyici ve sakındırıcı olarak Peygamberler gönderdik ki insanların peygamberden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (4/Nisa 165)İslam’ı arındırmanın yolu Kur’an süzgecinden geçirmekle mümkündür. Bu kirlilikten kurtulmanın tek ve şaşmaz yolu ne yapıp, yapıp Kur’an’ı hayata geçirmektir. Allah’ahirette sorularını yalnızca kendi kitabı Kur’an’dan soracak olup, asla başkalarının sözlerinden, kitaplarından, risalelerinden sormayacaktır.
İnsanlar yanlış yaparlar. Ne kadar ilim sahibi, ne miktar takva sahibi de olsalar yine yanılırlar. Bu itibarla Allah’ın Kur’an’ı dışında ki bütün kitapları okurken dikkatli olunmalıdır. Din akıl ile anlaşılır ve kabul edilir. İslam kadar akletmeye dayanıklı bir din yoktur. İslam aklettikçe temizlenen kuvvetleşen arı duru ve doğruluğundan emin olunan bir dindir. Hz. Peygamber (as) in Kur’an ifadesiyle tıpkı bizler gibi bir insan olduğunu ve asla insanüstü biri olmadığını kafalarımıza silinmeyecek şekilde yazmalıyız.
Edilleyi şerriye yani şeri deliller sayılır. Kitap Kur’an,
sünnet, icma kıyastır. Fakat birinci delil Kur’an devre dışı bırakılmıştır “… Allah’ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terk ettiler” (2/Bakara 97- 6/Enam 66: 25/Furkan 30)
Aslında şeri delil tekdir o da Kur’an’dır.
Kur’an’ı devre dışı yani hayatlarından uzak tutanlar, cehaletlerini din sanan insanların bulunduğu geniş kalabalıklardır. Bağırıp çağırmaları da, yani tepkileri Kur’an’ın önlerinde bir engel olmasındandır.
Allah şöyle buyuruyor.
“Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla mücadele edin” (2/Bakara 193)
“Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın” (8/Enfal 39)
İslam da dindir, diğerleri de dindir. Fakat şu kesinlikle bilinmelidir ki, Allah yanında kabul görecek din yalnız İslam’dır.
“Allah nezdinde tek din İslam’dır.” (2/Bakara 19)“Kim İslam’dan başka bir din ararsa bilsin ki, kendisinden başka bir din asla kabul edilmeyecektir.” (3/Ali İmran 85)
“Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar …” (3/ Ali İmran 83)
İslam peşin kabule talip din değildir. Allah, sorumlu tutacağı insanın düşünerek yapmasını, kabul edip amel etmesini istemektedir. Onun için babalarımızın dini üzerindeyiz, âlimlerimiz böyle demiş diyenleri Allah Kur’an da uyarıyor ve ya babaları doğru düşünmüyor