DİKKATE ALINMAYAN KUR’AN DA Kİ AYETLER

Yıllardan beri Kur’an-ın tercümesini anlamını Türkçe okuyanın hatimleri olmaz, diye hurafeleri haykıranlar, Kur’an-ı anlayarak okumuyorlar ki Kamer suresi 17, 22, 32, 40ıncı ayetlerden, Sad suresinin 29. Ayetinde ki, tedebbür-den (düşünüp anlamak) habersizler ki, Muhammet suresi 24üncü ayetleri bilmiyorlar, anlayarak okumuyorlar. Çünkü eğer biliyorlarsa iş daha feci, ya inkâr, ya da heva ve hevesine uyup Şeytan’a uymaktır ki, ne kötüdür?
“Şeytanların ise kime ineceğini size haber vereyim mi?” (26/Şuara 221)
“Şeytanlar günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üstüne inerler.” (26/Şuara 223)
“Bunlar şeytanlara kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.” (26/Şuara 222)
“İçlerinden bir takım ümmiler vardır ki, kitabı bilmezler, bütün bildikleri kulaktan dolma şeylerdir. Onlar sadece zan ve tahminde bulunuyorlar.” (2/Bakara 78)
“Onlar durmadan yalana kulak verirler ve sana gelmeyenlere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler, eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının derler.” (5/Maide 41)
Şu da akıldan çıkartılmamalıdır. Bir din ancak anlaşılmak için incelenir. Eksikleri varmış, onu tamamla-yalım olmaz, bu şirk olur. Mesela şu mezhebe göre doğru denmemelidir ve mezhep görüşlerini, Kur’an ayetleri olan Allah’ın yanılmaz emri gibi anlamamalıyız. Mezhep sahipleri yaratılmış kişilerdir, onların görüşü din değildir.
Mesela yine Ubeydullah er Kerhi (ölümü 340 hicri/ 951 Miladi bu adam şöyle demiştir.
Mezhebimizin hükümlerine uymayan her ayet ya tevil edilir, (manası değiştirilir) ya da mensuhtur (yok sayılır) hadislerde böyledir. (Kerhinin Errisalesinden Hayreddin Karaman İslam Hukuk Tarihi 251)
İşte mezhepleri dinleştirmek budur ve şirktir.
DİKKATE ALINMAYAN KUR’AN DA Kİ AYETLER
“Fakat sağırlara (duymak istemeyenlere) sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa” (10/Yunus 42)
Dinler, başından beri hep Allah’ın gönderdiği elçiler vasıtasıyla insanlara ulaşmış, fakat yine bu insanların ekserisinin onu değişikliğe uğratması sonucu bozulup, kayboluştur. Burada Adem (as) den bu yana Allah’ın elçileri ile gönderdiği dini söz konusu ediyoruz, insanların bazılarının vehmettiklerinin sonucu olarak ortaya çıkarttıkları şirk dinini değil.
Allah katında kabul görecek olan dinin adı İslamdır. İnsanlar bu İslam dinini ya bozarak, ona bir şeyler katıp, dinden bazı şeyler çıkararak meydana getirdikleri dinleri benimsemiş, ya da tamamen dinden uzak ayrı dinler kurmuşlardır. Doğrular yalnız Allah’ındır. Bizler Allah’ın doğrularını sahiplenebildiğimiz ölçüde Allah’ı razı edebiliriz. Yoksa Allah’ın indirdiği dine bizlerde bir şeyler katarsak o zaman saf, arı, duru din kirlenmiş karıştırılmış olur ki, o zaman İslam olmaz, başka bir hurafe dini oluşur.
“Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” ” (50/Kaf 37)
Bizler de doğru sözlere kulak verelim ki, yerimiz güzel yerlerden olsun. Aklın gereği budur. Zira Allah yalnız aklı bize vermemiş, diğer insanlara da dağıtmıştır. Kendi akıllarına başkalarının aklını da ekleyerek, zenginleştiren-lerin aklı daha güçlü akıldır.
İnsanları bir yerlere götürecek yollar belirlenirken, aynı zamanda tehlikeli virajlar, rampalar, inişler, görüş mesafesi, kısa dönüşler levhalarla açıklanmaktadır. Allah’ta düzgün, rızasına uygun, gidilecek yolu yaptığı açıklamalarla, bu yolun üzerine koyduğu işaretlerle uyarmış, şirke, günaha girmemenin, yoldan sapmamanın tedbirlerini kullarına göstermiştir. İnsanların bir bahaneleri kalmasın ve Rablerine şunu söylemedin, bunu açıklamadın, şu tehlikeye dikkatimizi çekmedin de, bizler bu sebeplerden yanıldık, yoldan çıktık demesinler.“Yerine göre müjdeleyici ve sakındırıcı olarak Peygamberler gönderdik ki insanların peygamberden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (4/Nisa 165)
İslam’ı arındırmanın yolu Kur’an süzgecinden geçirmekle mümkündür. Bu kirlilikten kurtulmanın tek ve şaşmaz yolu ne yapıp, yapıp Kur’an’ı hayata geçirmektir. Allah’ahirette sorularını yalnızca kendi kitabı Kur’an’dan soracak olup, asla başkalarının sözlerinden, kitaplarından, risalelerinden sormayacaktır.
İnsanlar yanlış yaparlar. Ne kadar ilim sahibi, ne miktar takva sahibi de olsalar yine yanılırlar. Bu itibarla Allah’ın Kur’an’ı dışında ki bütün kitapları okurken dikkatli olunmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.