DİN’ DE HÜKÜM, YETKİ, HAKİMİYET SADECE ALLAH’A AİTTİR

Daha  önceki  ayetlerde de  bahsettiğimiz  bazı  konularda,  Allah’ın  egemenliği,  hem  malik,  hem  hakim  sıfatları  ile  ifade  edilmiş  kayyum  sıfatı da  bunu  ifade  eder.  95/Tin  8, “Allah,  hüküm  verenlerin  en  üstünü,  hakimler  hakimi  değil midir?”   İnsanların  hükümranlığı  geçicidir,  mutlak  değildir,  mutlak  hakimlik  ve  hakimiyet  yalnız  Allah’a  aittir.  20/Taha  5, “Rahman  arşa  istiva  etmiştir,  hükümranlığı  ve  egemenliği  altına  almıştır.”  İnsan  şunu  diyemez  ve  dememelidir,  Allah’ım  bana  hükmedemezsin,  benim  işime,  ahlakıma,  yaşantıma,  çeşitli  ilişkilerime  karışamazsın  ben istediğim  gibi  yaşar,  inanırım  diyemez,  eğer  derse  o  zaman  şu  ayetin  muhatabı  olur  ve  sorgusu zor olur.   40/Mümin  12, “  Onlara  denir ki, sizin  bu  cezanızın  sebebi,  tek  olan  Allah’a  kulluğa  çağrıldığınız  zaman  inkar  etmenizden  dolayıdır.  Allah’a  şirk  ve  ortak  koşulunca  bunu tasdik  edersiniz. Artık hüküm yalnız yüceler yücesi Allah’ındır.”

Hakem  ve  hükümlük  Allah’a  ait  ise,  elbette  O’na  aittir  o  zaman  sadece  dinde  Allah’a  aittir  ve  ne  hadis, ne  mezhep,  ne  tarikat,  ne  alim,  ulema,  ne de cemaat  ve  şeyhler  dinin  kaynağı  ve  koyucusu  değildirler. Artık  bu  yanlış  inanç  imanından  uzaklaşmalıyız.  6/Enam  114, “De ki: Allah’tan  başka  bir  din  koyucu  hakem mi  arayacağım?  Halbuki  size  kitabı/  Kuran’ı  açık  olarak  indiren  Allah’tır…”  2/Bakara  213, “İnsanlar  bir  tek  ümmet  idi,  sonra  Allah,  müjdeleyici  ve  uyarıcı  olarak  peygamberleri  gönderdi.  İnsanlar  arasında,  anlaşmazlığa  düştükleri  hususlar da  hüküm  vermeleri  için,  onlarla  beraber  hak  yolu  gösteren  kitapları da  gönderdi.  Ancak  kendilerine  kitap  verilenler,  apaçık  deliller  geldikten  sonra,  aralarındaki  kıskançlıktan  dolayı  dinde  anlaşmazlığa  düştüler.  Allah  bunun  üzerine  iman  edenlere,  üzerinde  ihtilafa  düştükleri  gerçeği  izniyle  gösterdi.  Allah  dilediğini  ve  dileyip  isteyeni  doğru  yola  iletir.”   Şirk  ve  ortak  koşmak  alkole  benzer,  şirk  insanın  gönlünde  durduğu  gibi  durmamaktadır.  Şirk  ve  ortak  koşan  söz  ve  davranışlarına  hakim  olamamaktadır.  10/Yunus  109, “Resulüm  sen,  sana vahyolunana  uy  ve  Allah  hükmedinceye  kadar  sabret,  Allah  hakimlerin  en  hayırlısıdır.”        Yani  maddi  ve  biyolojik  anlamda  yaratılış  kanunlarını  koyup  varlıkları  yaratanın,  peki  onların  hayat  kanunlarını  koyma  hakları   yok mu?  Onun  için  bu  hükümranlığını  ve  diğer  bütün  hakimiyetini  hiç mi  hiç  kimseyle  paylaşmaz  hem de  bu  hakimiyetlik  ve  hükümranlık  hem  bu  dünyada  hem de  ahrette  Allah’a  aittir.  Başka  inanışlar  insanı  şirkin  içine  atar.

 

Allah,  tabiat  kanunları  koyduğu  gibi  sosyal  kanunlarda  koymuştur.  Allah  yaratığı  tüm  varlıkları koyduğu  yasa  ve  kanun  yoluyla  yapar  ve  yönetir,  yasasına  uygun  iş  yapılmasını  emreder. Sebepler  oluşunca  nelerin  olacağını,  nelerin  meydana  geleceğini  bilir  ve  hükmünü  koyar.  İhtilaflarımızda  Allah’ı  hakem  olarak  tanımıyoruz,  bu  nedenlerden  dolayı da  ihtilaflar  çoğalıyor.  Hem  dini  hayatımızı,  hem de  toplum  hayatımızı  çürütüyor,  ağır  bir  hastalık  gibi  her  tarafı  etkiliyor  huzursuzluk  oluyor  ve  ihtilaflarımızda  Allah’ı  hakem  yapmadığımız  için  çözümü de  olmuyor.  Bir  konuda  çözüm  için  yetkili  Allah  olması  gerekirken,  bizler  Allah’ın  yanında,  hadisleri,  mezhepleri,  tarikatları,  alim  ulemayı da  dinin  kaynağı  dediğimizden  çözüm  bulamıyor  ve  her  görüş  kendini  haklı  sayıyor.  O  zaman da tek  kaynakta  buluşamadığımız için  kafalar  karışıyor  deniyor.  23/Müminun 88, “Eğer  biliyorsanız  söyleyin  bakalım,  her  şeyin  melekutu/mülkiyeti  ve  yönetimi  kendisinin  elinde  olan,  kendisi  her şeyi  koruyup  kollayan,  fakat  kendisi  korunmayan  buna  muhtaç  olmayan  kimdir  diye  sor.”  23/Müminun  89, “Bunların  hepsi  Allah’ındır  diyecekler.  Öyle  ise  nasıl  olup da  büyülenmiş  gibi  davranıyorsunuz.”   23/Müminun 116, “Mutlak  hüküm,  hakim  ve  emenlik  sahibi  olan  Allah  çok  yücedir.Allah’tan  başka  tanrı  yoktur,  O  yüce  arşın  sahibi  ve  hükmedenidir.”  Allah  kainatı  ve  içindeki  varlıkları  yaratıyor,  onlara  yasa  koyuyor/kitapla,  sahip  çıkıyor,  yaratıyor, yönetiyor, rızıklar veriyor, peygamberler görevlendiriyor, akıl veriyor uyarıyor,  açıklıyor  ve  sorumlu  tutuyor. Bizler din konusunda tek  kaynak  olan Kuran’da  birleşebilsek,  hükümleri  Kuran’dan  verebilsek  ne  kafalar  karışacak,  ne  ihtilaflar olacaktır. Bizler  ne  yapıyoruz, şu hadis  bu konuyu  şöyle  açıklıyor,  falan  mezhebe  göre  şöyle,  filan  tarikata  göre  böyle,  şu  alim  şöyle  görüş  belirtmiş  diyoruz  onun  için  kafalar  karışıyor,  aynı  sözleri  söyleyemiyor  ve  ihtilafa  düşüyoruz. Allah  tek  hüküm  sahibi,  Kuran  tek  hüküm  kaynağı  olsun  bakın  nasıl  her şey  düzelecektir.  Efendim  Kuran’da  her şey  yok  deniyor,  bu  zaten  Kuran’dan  haberi  olmayanın  sözüdür.  6/Enam  38, “…Biz  o  kitapta  hiçbir  şeyi  eksik  bırakmadık…”   18/Kehf  54, “ Hakikaten  biz  bu  Kuran’da  insanlar  için  her  türlü  misali  sayıp  dökmüşüzdür,  fakat  tartışmaya  en  çok  düşkün varlık  insandır.” Kuran’da yoksa  o  zaten din değil  ve  sorumlu değiliz. 5/Maide  101, “Ey  iman  edenler  açıklanırsa  hoşunuza  gitmeyecek  olan  şeyleri  sormayın… açıklanmadığına  göre  Allah onları affetmiş din saymamıştır,  Allah  çok  bağışlayıcıdır,  aceleci  değildir.”  Allah  din  saymamış,  ama  insanlar zorla  kendilerine  din  ediniyorlar,  bu da  hüküm  koydukları  için  şirk  oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.