DİNİ KONUDA SORULARI KİME SORACAĞIZ – 2 –
Allah, dini konularda fetva vereceklere/görüş
belirteceklere fetvalarını Kuran’dan vermelerini
öğretmektedir. Dini kim koyuyorsa, dinin
sahibi kim ise onun vahyine gidip/teslim olup
fetvayı vahiyden vermelidir. Dini konular beşeri
görüşlere verilemez, mesela 10/Yunus 15, “Onlara
ayetlerimiz açık, açık okunduğu zaman,
Bize kavuşmayı/hesap vermeyi beklemeyenler,
ya bundan başka bir Kuran getir veya bunu
değiştir dediler. De ki: Onu kendiliğimden
değiştirmem benim için olacak şey değildir.
Ben, bana vahiy olunandan başkasına uymam,
çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük
günün azabından korkarım.” 39/Zümer 23,
“Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu
ve bıkmadan tekrar, tekrar okunan bir kitap
olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu
kitabın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem
bedenleri ve hem de gönülleri Allah’ın zikrine/
Kuran’a ısınıp yumuşar. İşte bu kitap, Allah’ın
dilediğini ve dileyip isteyeni doğru yola ilettiği
hidayet rehberidir. Artık, kim de saparsa ona
yol gösterici olmaz.” 2/Bakara 170, Onlara
Allah’ın indirdiğine/Kuran’a uyun, denildiği
zaman, hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz
yola uyarız derler. Ya ataları bir şey
anlamamış, doğruyu da bulamamışlarsa da mı?”
uyacaksınız. Şimdi, birileri yine, bağırıp çağırmaya
başlayacak ve sünnet, hadis icma, alim
ulema, mezhep ve tarikatlar ne olacak diye.
***
Ne olacağını, Allah, açıklıyor, delil sadece
Kuran, bunun dışındakiler sadece din kültürü
olarak kalacak, dinde hiçbir bağlayıcılığı olmayacaktır.
Delil, bu ve diğer pek çok ayetlerdir,
peki kopartılan, bağırıp çağırma nedir, sadece
boş bir avuntudur. Keşke, Kuran’ı, anlayarak
okuyup, konular iyice anlaşılsa, cevabını Allah,
Kuran da veriyor. Din ile kültür karıştırılmasa,
zaten mesele anlaşılacak fakat, inatla anlaşılmıyor
ve geçmişteki milletlerin yaptığı gibi, yanlışta
ayak direniyor ve ısrar ediliyor. Tabi ki,
bununda din koyma yetkisine ortak olunduğunu,
bunu kabul etmeyeceğini, yetkilerini
kimseyle paylaşmayacağını Kuran’da açıklayan
da Allah’tır. Tabi ki, peygamberler, mezhepler,
alimler, dini konuda ilim sahipleri, görüş
belirtecekler, ama verilecek cevap Kuran’dan
olacaktır, burası iyi anlaşılıp ayırt edilmelidir.
Kuran’dan görüş belirtmek uygun, Ama dine
ilave etmek, dinde olmayanı din demek, dine
ortak olmak anlamındadır. Yani devleti yönetenlerin
çıkarttıkları kanuna nasıl uyuluyorsa,
Allah’ın kanununa uymakta böyledir.