Diş eti ve burun kanamalarına dikkat!
Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir, özellikle ergenlik çağında daha çok görülen diş eti ve burun kanamalarının ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.
Çocuklarda sık sık diş eti ve burun kanaması şikayetlerinin de şüphe uyandırıcı olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir, “Özellikle ergenlik dönemine giren genç kızların fizyolojik kanamalarının aşırı fazla miktarda ve uzun süreli olması durumunda trombosit sayısı azlığı veya fonksiyon bozukluğu, ‘Von Willebrand faktör eksikliği’ veya anormal kolajen yapısı akla gelmeli. Bazen trombositlerin fonksiyonunu bozan ilaçlar da rahatsızlığa neden olabiliyor” dedi.
Pıhtılaşma bozukluğu da kanamaya yol açıyor
Kanamaya eğilim rahatsızlıklarının çoğu zaman bebeklikten başlayıp ömür boyu sürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir, “Bebeklikten itibaren çocukların eklem boşlukları, adale içerisi veya vücut boşluklarında kanamalar oluyorsa, bu durum kalıtsal olarak pıhtılaşma faktörlerinin eksikliğine bağlı olabiliyor. Daha çok erkek çocuklarda görülen hemofili A ve hemofili B, bu hastalıklar içerisinde daha sık görülüyor. Ayrıca K vitamini eksikliği ve karaciğer hastalığının da pıhtılaşma bozukluğuna yol açtığı unutulmamalı” diye konuştu.
Damar veya kan yapısına bağlı ortaya çıkıyor
Hayati risk taşıyan bu hastalıkların erken tanı, yakın takip ve tedavisinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Akif Özdemir, kanama eğilimine yol açan dört nedeni şöyle sıraladı:
“Bunlardan ilki damar yapısı bozukluklarına bağlı kanamadır. Damarlarda normal pıhtı oluşumunu engelleyen doğuştan ya da sonradan kazanılmış hastalıklar, kanamaya neden olarak ciddi bir sorun oluşturabiliyor. Bir diğeri trombositlerin yetersizliğine bağlı kanamadır. Normalde, damar endotelinin (damar astarının) zedelenmesi halinde, kanın en küçük elemanları olan trombositler, bağ dokusuna yapışarak tıkaç oluşturuyor ve kanamayı kısa sürede durduruyor. Ancak trombosit sayısının azlığı (trombositopeni) veya fonksiyonunun anormal olması halinde, kanama uzun süre durdurulamıyor ve hayati açıdan risk oluşturuyor. Pıhtılaşma faktörlerinin eksikliğine bağlı kanama da bir diğer neden olarak karşımıza çıkar. Pıhtılaşmayı sağlayan fibrin, trombositlerin oluşturduğu tıkaç ile etkileşerek kanamayı etkili bir şekilde durduruyor. Bu süreçte pıhtılaşma faktörlerinden herhangi birisinin eksik olması fibrin oluşumunu engelleyerek kanamaya eğilim halini oluşturuyor. Pıhtı eritici sisteme bağlı kanama ise son nedendir. Fibrinolitik ya da pıhtı eritici sistem, normal işleyişte damarda kan akımının yeniden sağlanmasına, yaraların iyileşmesine ve dokunun yeniden yapılanmasına katkı sağlıyor. Sistemin yetersizliği, tromboz yanı damarın tıkanmasına, aşırı aktivitesi ise kanamaya sebep oluyor.” -KURUM BÜLTENİ