DOĞRU VE GÜVENLİ OLAN YÖNETİM ŞEKLİ
Şüphesiz Allah her şeyi işitici ve her şeyi görücüdür.” 4/ Nisa 59. “ Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Peygambere ve sizden olan ulül emre (yönetici ve idareciler) itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve ahrete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Resulüne götürün ( Onların talimatlarına göre halledin) bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.”
İman, kuru bir söylemden ibaret değildir; gönülden bağlanmak, inanmak ve kabullenmektir. Hem Allah’a ve Resulüne inandım deyip, hem de koydukları kanunlara razı olmamak tipik bir münafıklık alametidir. Hani şöyle derler ya Şeriatın kestiği parmak acımaz denilmiştir. Acımaz çünkü müminin kalbinde o acıyı unutturacak kadar büyük bir imanı vardır. 38/ Sad 26.” Ey Davud, Biz seni yer yüzünün bir yerinde halife yaptık. O halde insanlar arsında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allahın yolundan saptırır. Doğrusu Allah’ın yolundan sapanlara hesap gününü unutanlara çetin bir azap vardır.” İdareciler ve yöneticiler adaletli ve adil olmak zorundalar, kendi ve çevresi hesabına iş yapmayacak, zulüm uygulamayacak, iki yüzlü olmayacak, milletin birlik ve beraberliğini bozacak hiç mi hiç bir iş yapmayacaktır. Millet, haksız, adaletsiz, zulüm ve hukuksuz bir yönetim yapan bir yöneticiyi derhal görevden alacaklardır, eğer görevden almazlarsa bütün günah ve vebal millete aittir ve hesabını Ahrette Allah’a verirler kendi kendilerini cehenneme hazırlamış olurlar ve sonucuna katlan- mak durumunda kalırlar. Yeryüzünün neresinde olursa olsun bir idareci iktidarı elde ederse Allah’ın yeryüzündeki emanetçi yöneticisidir.