EŞİMLE OMUZ OMUZA VERDİK

Üç dönem Kayseri İncesu Belediye Başkanlığı görevini yürüten Zekeriya Karayol’un eşi emekli öğretmen Sebahat Karayol, ile magazinsel bir röportaj gerçekleştirdik. Bir siyasetçi eşi olmanın kolaylıklarını ve zorluklarını, eşinin bilinmeyen yönlerini Orta Anadolu Milliyet’e anlattı. Hanımefendi kişiliğiyle eşiyle birlikte sahalardan çıkmayan Sebahat Hanım, eşinin her daim yanında olarak topluma güzel bir rol model örneği sergilerken iki erkek çocuğu annesi olması vesilesiyle de üç erkekle yaşamanın da zorluklarını bizlerle paylaştı.

 

1960 yılında İncesu’da doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi İncesu’da tamamladım. Üniversitesi Kayseri Eğitim Enstitüsü’nde sınıf öğretmeni olarak tamamladım. 30 yıl öğretmenlik yaptım. 8 yıldır emekliyim. 2 oğlum var. İkisi de mühendis. Birisi harita mühendisi diğeri Ankara’da inşaat mühendisi. Eşim Zekeriya Karayol, elektrik ve elektronik mühendisi olduğu için önce Kayseri TED’de çalıştı. Ben evlendikten sonra iki yıl Talas Reşadiye’de çalıştım. Ve değişik il ve ilçelerde öğretmen ve müdür yardımcılığı görevlerini yaptım. 1999 yılında eşime İNCESU Belediye başkanlığı için teklif geldi. 2 oğlum lise tahsilini yaptığı için ben teklifi kabul etmedim. 5 yıl sonra çocuklar üniversiteye gittikten sonra olabilir dedim. 2004 yılında AKP’den yine başkanlık için teklif geldi. Eşim gönüllüydü. Bende eşime önceden söz verdiğim için tamam dedim. Çocuklarımda bu sırada üniversiteye başlamışlardı. Bende eşimi destekledim. 2004 yılında seçime girdik. Eşim emekli olmuştu ben çalışıyordum. O sıra Aksaray’da yaşadığımız için eşim İncesu’ya gelmişti. Bende hafta sonları geliyordum.    Eşimle birlikte seçim sürecinde İncesu’yu gezdik. Birlikte seçim gezileri yaptık. Eşim seçimi kazanınca İncesu’da öğretmenlik görevimi devam ettirdim. Yapmak istediklerimizi eşimle birlikte yazdık. Gittiğimiz her evde ben kadınları eşim erkekleri bilgilendiriyordu. 2004 seçimini yüzde 59 oy alarak kazandık.

Kazanınca ne hissettiniz?

Ben kazanacağımızdan emindik. Çok mutlu olduk. Eşim üç dönemdir belediye başkanlığı görevinde. Ve üç seçim döneminde hep iki koldan çalıştık.

“Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” bu söze katılıyor musunuz?

Bu söz çok doğru. Tam yerinde bir söz oldu. Kadınlar bölümünü ben aldım. Biz kadınlarla kadın meclisi kurduk. Hem okula gidiyordum. Okuldan geldikten sonrada kadın meclisiyle çalışıyordum. Kadın meclis kültür evimizde ayda bir toplantı yapıyorduk. Her mahalleden temsilci kişiler geliyordu. O mahallenin sorunlarını nedir? Neler gerekiyordu? Bize bunları açıklıyordu. Bende o eksiklikleri not alıp eşime iletiyordum.

Kadın olarak bazı belediye başkanları eşlerinin çok ön planda olmasını istemiyor. Ama sizde durum tam tersi. Karı-koca sahalarda aktifsiniz. Böyle olması gerektiğine inanıyor musunuz?

Evet, kesinlikle böyle olması gerektiğine inanıyorum. Kadınlar, sorunlarını bana rahatlıkla ifade edebilmekte. İlk geldiğimde kadınlar bana biz çarşıya bile çıkamayız. Dedi. İncesu’yun nüfusu 7 bindi o dönem. Ben seçim dönemi bütün kadınlara meydan da olacağımızı söyledik. Erkeklerden çok kadınlar vardı meydanda. Hepsini sahaya çıkardım. Zaten benim amacım kadınların sosyalleşmesiydi. Önceden kimse evinden çıkmazdı ama ben öncülük yaptım onlara.

Kadınlar ne istiyordu sizden?

Bize bir park yapın, parklara gidelim diyorlardı. Çok bunalıyoruz diyorlardı. Alışveriş merkezi diye bir şey yoktu. Eşim kadınlarımızın isteklerinin projelerini yaptı, ben de kadınlarımızın sosyalleşmesi noktasında sahaya indirdim. Bir havuz yapmıştık. Kadınlarımızı içine girdiremiyorduk. Önce ben girdim. Şimdi alıştılar. Havuzumuz iki gün dolu dolu oluyor. Ben okula gitmek için kendi arabamla gidiyordum. Şimdi İncesu’da ehliyet almayan kadın kalmadı. Ve kadın meclisimizle çok çalıştık. Onlarda gayret ettiler.Ben her yıl kadınları geziye götürdüm. Kadınlarımızla kermesler yaptık. Kermeslerden elde ettiğimiz paraları çok fakir, eşi ölmüş olan ailelere dağıttık. Kıyafet topladık ve ihtiyacı olanlara dağıttık. Annesi babası olmayan gelin olan kızlarımıza çeyizler topladık. Kurslar düzenledik.

Vizyonu geniş bir kadın olmanız, aile tarzınızdan mı eşinizin tutumundan mı yoksa öğretmen olmanızdan mı kaynaklanıyor?

Hepsi aslında. Babam çiftçiydi ama ileri görüşlüydü. O yıllarda kızlar pek okumazdı. Ama ailem beni okuttu.  Öğretmen olarak değişik illerde görev yaptığım için gördüğüm birçok şeyi İncesu’da uyguladık. Kadın meclisi olarak gittiğim her evde kadınlarımızın numaralarını alıyorum. Ve özel günlerde ve duyurularda kendilerine mesaj gönderiyorum. Biz göreve geldiğimiz günden bugüne 13 yıldır kadınlar gününü kutlamışızdır.  İlk beş snee her eve gül dağıttık. Ondan sonralarda salonda kadınlar günümüzü gerçekleştirdik.

Belki o kadına eşi bile hayatı boyunca bir gül almamıştır?

Kadınlar hep bunu söyledi. Eşim gül vermedi ama başkanımız gönderdi demişlerdi.

Eşiniz Zekeriya Karayol, üç dönemdir belediye Başkanı. Kendine ve sizlere zaman ayırabiliyor mu?

Eşim, aileye bağlı bir yapıda. Yoksa çok zamanı yok. Çocuklarını ve beni çok sever. O yüzden onun yoğunluğunu biz normal karşılıyoruz. Gerektiği zaman bizleri yemeğe götürür. Özel günlerimizi hatırlar. Akşamları çok yorgun geliyor. Eşim, çok güzel not tutar. Aslında bundan bazen şikayet ediyoruz. Bizimle konuşmak yerine bazen evde sürekli not yazıyor. Nota daha ağırlık veriyor. Birliktede yine zaman geçiririz.

13 yılda ne gibi değişiklikler oldu aile hayatınızda?

Eve daha çok zaman ayırırken şimdi o kadar zaman ayıramıyor. Evin panjuru bozuk. Onu yaptırmaya bile zaman olmuyor bazen. Halka hizmeti daha ön planda tutuyor.

Kadınlar,eşlerine zaman ayırmadığı zaman bazen dır dır yapıyor. Sizde dırdır yapar mısınız?

Bende siyasetin içine girmeseydim belki dırdır yapardım. Ama işin içinde bende olduğum için eşimin çok yoğun olduğunu görebiliyorum. O  yüzden bir şey diyemiyordum. İkim oğlumda evli. O yüzden ikimiz olduğumuz için yanımızda kalmadı.

Eşiniz ve iki erkek çocuğunuz var. Üç erkekle yaşamanın zor olduğunu söyler. Sizde bunun zorluğunu yaşadınız mı?

Evet, üç erkekle yaşamak gerçekten çok zor. Çalıştığım için hafta sonraları pantolanlar, gömlekler bir yerde olurdu. Bizim zamanımızda teknolojide bu kadar gelişmemişti.

Başkanım, ev işlerinde size yardım eder mi?

Eşime bana yardım et desem, eder. Çok yorulduğu için ona kıyamıyorum. Annesine daha çok yardım ederdi. Eşim çok vicdanlıdır.

Size çiçek alır mı?  Ara sıra küçük jestler yapar mı?

Evet alır. Eşim çok düşünceli biridir. Sürekli not tuttuğu için özel günlerimizi unutmaz.

Başkanımız, kıyafet seçimlerinde titiz midir?

Alırken birlikte alırız. Benim fikrime değer verir.

Başkanımız, hangi takımlı?

Koyu bir Beşiktaş taraftarıdır. Hiçbir maçını kaçırmaz.

Başkanım, hangi yemekleri sever? Telefon açıp sizden bugün şunu pişirir misin der mi?

Onu demeye vakti olmaz ama ben bilirim hangi yemekleri sevdiğini. Mantı ve kızartmaları çok sever.

Doğduğunuz, büyüdüğünüz beldeye hizmet ediyorsunuz. Sizce nasıl bir duygu?

Önemli olan aslında bu. Eşim çok hırslı ve çalışkan birisi. Başkan olmadan önce Aksaray, Tedaş ‘ta çalıştığım içim ne kadar çalışkan olduklarını biliyorlar. Başka yere çalışacağına gelsin kendi topraklarında hizmet versin dediler. Bizde bu dünya gelip geçici. Ne eser bırakırsak bizden sonrakilere sensinle gider düşüncesiyle görevi kabul etmiştik.

Kadınlarla biraya gelince sizden neler istiyorlar?

Park ve parkların içerisindeki fitness centerlardan istiyorlar. Ama artık İncesu’da eksik kalmadı. Oy versin vermesin bütün kadınlarımızdan Alah’ın razısını aldık. Eksik olmadığı için genellikle teşekkür eder.

Örnek aldığınız siyasetçi var mı?

Ak parti camiasının hepsi aslında benim için rol modeldir. Hepsinin çalışmalarını çok beğeniyorum ve örnek alıyorum.

Başkanım, sinir midir? Ya da en çok neye sinirlenir?

Gün içerisinde birisi gelip sinirlendirirse o gün sinirlidir. Ben sinirlendiğim zaman belki yarım saat içerisinde geçer ama eşimde gün boyu bu sinir devam eder. Anlarım ve eşimin çok üzerine gitmem.

Yorulduğunu görünce üzülüyor musunuz:?

Evet dediğiniz gibi eşimi yorgun görünce çok üzülüyorum.Sanki bir gün ona yetmeyecekmiş gibi geliyor. Bugün olmazsa diğer günler yaparsın işleri diyorum ama o aceleci. Her işi hemen olsun ister. Ve aynı zamanda çok iş yapar. İşler yetişmiyor diyor ama aslında çok iş yapıyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

İncesu’da yeşillendirmeye çok önem veriyoruz. Bu anlamda 100-150 bin ağaç dikildi. Bir on yıl sonra İncesu yemyeşil olacak. Ve eşimle birlikte hayatını kaybedenlerin cenaze namazlarına katılıp halkımızın yanında oluyoruz. Halka hizmet için geldik. Ve halka hizmeti eşimle birlikte kendimize prensip edindik. Çalışmalarımızın kamuoyuna aktarılmasına vesile olduğunuz için teşekkür ederim.

Bizde teşekkür ederiz

GÜLDEN ÇOKTAN-RÖPORTAJ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.