Güneş Enerji Santralleri Çalıştayı düzenlendi
Melikgazi Belediyesi’nce düzenlenen ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Jeotermal Kaynaklı Belediyeler Birliğince desteklenen Güneş Enerji Santralleri Çalıştayı’nda konuşan önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız; “Türkiye; büyüyen, değişen, ilerleyen milli birlik ve beraberliğiyle beraber teknolojiyi kavrayabilecek bir kabiliyete sahiptir” dedi.
Kentte bulunan bir otelde gerçekleştirilen çalıştay saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, belediye olarak sınırları içerisinde yapılan enerji sistemleri ve çalışması hakkında bilgiler verdi. Çalıştaya katılan Vali Yardımcısı Vali Yardımcısı Nail Anlar da çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini ileterek; “İlimizde yapılan bu çalışma Türkiyemize örnek olabilecek bir çalışmadır. Sanayi Devrimi ile birlikte dünyada enerji en önemli sorun haline gelmiştir. Bu sorun beraberinde çevre sorunları dediğimiz sorunları doğurmuştur. Yenilenebilir enerji dediğimiz enerji kaynakları artık gelecek kuşakları etkileyen çok önemli bir enerji bileşenidir. Bu anlamda belediyelerimize çok önemli görevler düşmektedir. Bu anlamda Melikgazi Belediye başkanımız çok güzel çalışmalara imza atmışlar, kendilerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Çalıştaya katılan önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız; “Türkiye’de gerek coğrafyasından kaynaklanan avantajların gerekse yer altı kaynakları açısından petrol ve doğalgaz açısından baktığınızda bir kısım enerji üretici ülkelere göre dezavantajlarını hesap ettiğimizde yerli ve milli enerji olan güneşin, rüzgarın, jeotermalin, yerli kömürün ne kadar anlamlı olduğunu vurgulamak isterim. Tükettiğini üretmek üzere olan ve başkasına yük olmayan yapıların bir nevi kendi içerisinde ekonomik bağımsızlığını ilan ettiğini söyleyebiliriz. Bu bir hassasiyettir. Burada ne teknolojiyi suçlayacağız ne de fiyat mekanizmalarını suçlayacağız. Çünkü dünyada çok hızlı şekilde ilerliyor bunlar. Türkiye’nin güneş enerji haritasına baktığımızda bir yılın 8 bin 740 saatten oluştuğunu hesap edersek hemen hemen 2 bin 700-2 bin 800 saatleri bulan ışınım alan yerlerimiz var” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gerek ulaşımda gerekse enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğunun altını çizen Yıldız; “Kişibaşı düşen milli gelir açısından baktığımızda 1970’li yıllarda hemen hemen eşit mesafede olduğumuz ülkeler, şuanda bu teknolojilerle beraber ne yazık ki onların gerisinde kalmış bulunuyoruz. Bunu kapatmanın bir yolu var. Başında oturup ağlamayacağız, kaybettiğimiz yılların telafi imkanı var. bizim hemen hemen bin, bin 200’e yakın mühendisimizle hangi teknoloji olursa olsun onun kültürüne sahip olacak 7 ile 8 yıl içerisinde gerek nükleerin gerek güneş enerji santralleriyle alakalı teknoloji üretiminin gerekse rüzgarla alakalı altyapıların her birisini tekrar inşa etme imkanımız var. Rüzgarda çok ciddi mesafeler katedildi. Geçen yıl temelini attığımız güneşle alakalı üretim santralinin yalnızca Türkiye’deki kaynaklarla alakalı değil coğrafyamızda komşularımızla alakalı ihraç edebilme kabiliyetine ulaşan çok ciddi bir üretim tesisi kuruluyor. 15 yıllık verilen alım garantisi içerisinde bütün bu inşa sürelerinin olması yatırımcının kendine has motivasyonunu kendi kurgulaması açısından da önemlidir diye düşünüyoruz. Türkiye yüzde 72’ler civarında dışa bağımlıdır gerek enerjide gerekse ulaşımda. Bugün petrol ve ürünleriyle alakalı kalemler enerji sektöründe kullanılmıyor, ulaşım sektöründe kullanılıyor. Bu toplam ithal ettiğimiz petrol ve doğalgazın yüzde 50’sinden daha fazlasına tekabül eden bir yapıdır. Biz yerli üretim enerji santralleri kurarken bindiğimiz binek aracın yakıtının ithal olduğunu bilmemiz lazım. Yalnızca enerji sektörü açısından baktığımızda bu bağımlılık şuanda yüzde 50’lerin daha altına düştü. Ama hala dünyada teknoloji sahibi ülkelerden yüzde 100 yurtdışına bağımlı olan ülkeler var Japonya, Güney Kore gibi. Bir damla petrolleri yok ama ürettikleri teknolojik ürünlerle beraber şuanda güneş santrallerinin hücrelerini yapan sistem onların teknolojileriyle beraber gerçekleşiyor. Türkiye’de Güney Kore’nin birçok alanda birçok detayları kendi teknolojileriyle beraber doldurmaya çalıştığımız bir gerçektir. O zaman ithal ürünlerle ihraç ürünler arasındaki gerek kilogram gerekse tonajın fiyatlandırılması aslında buradaki en fazla ibret alacağımız konulardan bir tanesidir” ifadelerini kullandı.
“Kurbağalara gösterilen hassasiyetin 10’da 1’i katledilen insana gösterilmediği coğrafyada yaşıyoruz”
Türkiye’nin zor bir coğrafyada bulunduğunu ve bu coğrafyada liderlik yapabiliyor olmanın çok zor olduğunu belirten Yıldız; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan manifestonun önemine değindi. Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bunlarla alakalı bakanlığımızın yaptığı başarılı çalışmalar var. Bu bir kültür, bundan 10 yıl önceki halimizden çok iyi bir noktada isek bundan 10 yıl sonra da inşallah çok daha iyi noktalara erişeceğiz. Ben yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı katkı koyan bütün sektör paydaşlarına, yatırımcılarımıza varıncaya kadar bu değişimin bir parçası olduğunu söylememiz lazım. Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz hafta sonunda bir manifesto açıkladı. Bu manifesto tarihimizden tutun onunla beraber geçmişimizi, zihnimizi, düşüncelerimizi, kalbimizi, sezgilerimizi, vicdanımızı, aklımızı, beynimizi hatta basiretimizi ve ferasetimizi ileriye dönük buluşturan önemli bir manifesto idi. Burada ileriye dönük ahitlerimiz var, hedeflerimiz var ve şuanki yaşadığımız coğrafyayla alakalı tespitler var. Bunun üzerinde gerek sosyolojik açıdan gerekse siyasi açıdan birçok çalışmalar yapılacaktır. Ama biz tarihimizi dokuyan hiçbir yapıyı dışlamadan bir kimlik problemi yaşamaksızın içinde bulunduğumuz alanı çok iyi yönetmemiz lazım. Problemli bir coğrafyadayız. Bir savaşla 5’e bölünen, 1 milyona yakın insanını kaybeden, demokrasinin istismar edilmesiyle beraber sınırlarını bizim de korumaya itina gösterdiğimiz ülkelerle beraber komşuyuz. Bu coğrafyada liderlik yapabiliyor olmak ve doğrudan ayrılmaksızın hakkı söyleyebilmek günümüz dünyasında son derece zordur. Cumhurbaşkanımızın, herhangi bir parti ayrımı yapmaksızın Türkiye’nin bunun bir fırsat olduğunu söylemek isterim. Geçen ay Belçika’da bir toplantıya gittim, geçtiğimiz hafta da Fransa’da benzer bir toplantıya gittim. Bir köy yoluna girdiğimizde çevrede bir 25-30 santim yüksekliğinde 3-4 metre uzunluğunda yolun her iki tarafına da serilmiş brandalar var. ‘Nedir bu’ dedim, ‘Özellikle son günlerde ormandan çıkan kurbağalar yola çok fazla atlıyorlar, onların ölümünü engellemek için belediye meclisi böyle bir karar aldı, brandalar gerdik’ dediler. Bu Brüksel’in yaklaşık 20 kilometre ilerisinde oluyor. Hayvanlar, insana Allah’ın emanetidir. Ancak kurbağalara gösterilen hassasiyetin 10’da 1’i Suriye’de ölen yaşlı, genç, çocuk demeden katledilen insana gösterilmediği bir dünyada yaşıyoruz.”
Türkiye’nin siyasi iktidarla birlikte önümüzdeki yıllarda dünyadaki gerçek yerini alacağını da sözlerine ekleyen Taner Yıldız; “Gerek dinimiz gerekse milli duygularımız şuanda içinde bulunduğumuz ortamda Türkiye’nin gelişmesini çok daha fazla ileriye götürebilecek bir yapı içerisinde olacaktır. O yüzden herhangi bir parti ayrımı yapmaksızın Türkiye; büyüyen, değişen, ilerleyen milli birlik ve beraberliğiyle beraber teknolojiyi kavrayabilecek bir kabiliyete sahiptir. Son 15 yılda biz herhangi bir gömü veya altın bulmadık. İnsan kaynaklarıyla beraber Türkiye’yi 3 buçuk katına çıkardık. İnşallah daha fazla katlarına ulaşıp dünyadaki gerçek yerini alacaktır. 15 yıl önce Türkiye’yi muhatap almayanlar ne yazık ki Türkiye ile baş başa karşılıklı oturmak durumunda kalmışlardır. Türkiye gerçek potansiyelini ve gücünü inşallah gösterecektir. Şuanki performansımız hamt olsun bunun habercisidir” dedi.