HERGÜN BAYRAM OLSA

Bir Ramazan’ı daha geride bıraktık, Allah tekrarına eriştirsin. Bayram kapıda. Bugün arefe günü. İnsanlar çarşılara akın etmiş durumdalar. Kimi çocuğuma ne alsam, kimi de misafirimi nasıl ağırlasam telaşında. Kimi de hala temizlik çabasında.. Herşey iyi güzel hoş!. Da, sevmek, sevinmek için, biraraya gelerek birbirimize güler yüz gösterip birbirimizi hoşlukla karşılamak, ağırlamak için, paylaşmak, aile olabilmek için illa bayram mı olması gerek. Tüm bu güzel duygularımızı yalnızca birkaç güne sığdırmak doğru mu? Tıpkı bir kısım insanımızın sadece Ramazan ayında müslüman olması gibi bir durum bu bana göre. Ramazan ayında “Ramazan ramazan olur mu hiç?, Ramazan’da şöyle yapılır, böyle yapılır..” gibi sözleri siz de çok duymuşsunuzdur elbet. ‘İyi de söyledikleriniz normalde zaten yapılması gereken şeyler, bunun Ramazan’ı Şaban’ı mı var?’ derler adama. Ramazan’da günah diyip yapmadıkları o şeyler normal zamanda günah değil sanki. Ramazan çıkar çıkmaz yapacak onu muhteremler ve o onlar için o kadar da günah sayılmayacak. … Neyse, bu konuya fazla girmeyeceğim. Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu akraba ziyaretleri. Dürüst olalım. Biz 1 yıl boyunca akrabalarımızı hatırlamıyoruz, bayram günü gelip çattığında arayıp ziyaret edip gönlünü yapmaya çalışıyoruz büyüklerimizin. Oluyor mu böyle azizim? Böyle böyle koptuk, böyle böyle yalnızlaştık. Allah’ü Teala buyuruyor ki; “Onlar ki, Allâh’ın riâyet edilmesini emrettiği şeye riâyet ederler (sıla-i rahimde bulunurlar), Rablerinden korkarlar ve (bilhassa) hesâbın kötü olmasından endişe ederler. (er-Ra’d, 21) Yine bu mevzûda Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Âhirette cezâsını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah Teâlâ’nın çabucak cezâlandırmasını en fazla hak eden günahlar, zulmetmek ve akrabâyı ihmâl etmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43; Tirmizî, Kıyâme, 57; İbn-i Mâce, Zühd, 23) Bu konuyla ilgili o kadar çok ayet ve hadisi şerif var ki, elbette ben sadece birer tanesini paylaşabildim. İnananlar için bu âyet ve hadisler, sıla-i rahimin ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Bu husus o kadar mühimdir ki, akrabâlar müslüman olmasalar bile, onlarla aramızda belli bir hukuk mevcuttur. Nitekim âyet-i kerîmede (Lokman/15) müslüman olmayan anne-babaya dahî iyilik yapılması ve dünyada onlarla iyi geçinilmesi emredilmektedir.

#selmakösedağ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.