HIRSIZLIK VE EL KESME CEZASI
Hırsızlığa verilecek ceza konusunda
ne yapılması gerekir? Hırsızlık insanlık
tarihi kadar eski ve ahlak dışı bir
davranıştır. Hırsızlığın birçok kolu
ve nedeni vardır. yani bir kişiye ait
bir malı çalmakla, kamuya ait bir
malı çalmaktan tutunda, uluslar arası,
siyasetten ekonomiye, güçsüzlerin
elindeki ekmeği almaya ve çalıştırdı-
ğı işçinin, memurun diğer çalışanların
haklarının gaspı hırsızlığına kadar
kolları vardır.
Kuran, kırsızlığı önlemek için eğitimi
şart koşmuştur, yani bir kişiye
çalma demeden önce zenginlerin ve
imkan sahiplerinin, açları, fakirleri,
ihtiyaç sahiplerini doyurmalarını
şart koşuyor. 51 / Zariat 19. “ Mallarında,
muhtaç ve yoksullar için bir
hak vardı.” Allah’ın, gönderdiği
Kuran’ın, Peygamberin, öğretisinin
ürünü olan Ebuzer adlı bir sahabi
bakın ne diyor. “Evinde yiyecek bir
şey olmadığı halde, kılıcını çekip de
hakkını yiyenlere saldırmayan kimseye
şaşarım.” Esasında bunu söyleyen
bir insan değil, Allah’ın emri
olan dindir. Bu hak sadece insanlar
için değil, ihtiyacını dile getiremeyen
bütün canlıları kapsar. İnsanlar, hayvanlar,
ağaçlar, bitkiler, böcekler v.b.
gibi varlıklardır.
5/ Maide 38. “ Hırsızlık eden erkek
ve kadının, yaptıklarına karşılık bir
ceza ve Allah’tan bir ibret olmak
üzere ellerini kesin. Allah her işinde
mükemmel ve her hükmünde
tam isabet sahibidir.” 5/ Maide 39.
“ Kim bu haksızlığından dolayı hemen
tövbe eder ve durumunu dü-
zeltirse, Allah’ta onun tövbesini kabul
eder. Allah çok bağışlayıcı ve
esirgeyicidir.” Hırsızlık yapanın elini
kesme uygulaması Kureyş’in uyguladığı
bir ceza geleneğidir. İlk defa
Kabe’nin hazinesini soyan birine bu
ceza uygulanmıştır. (İbn Kesir. ) Hz.
Peygamber bu geleneksel cezayı olabildiğince
sınırlandırmıştır. Mesela
Peygamberimiz seferde bu cezanın
uygulanamayacağını buyurmuştur. (
Ebu Davut, Hudut 19. ) hatta normal
bir zamanda “ Abbad b. Serahbil anlatıyor.
Buğday tarlasına girdim, biraz
başak koparttım, buğdayın tanelerini
ayırmaya başladım, bu esnada
tarlanın sahibi geldi ve beni dövdü
ve elbiselerimi sırtımdan soyup aldı.
Ben Peygambere gittim o tarla ve
buğday sahibini şikayet ettim. Peygamber
o adamı çağırttı ve kızarak
şöyle dedi.
O açtı onu doyurmadın, o cahildi
onu öğretmedin. Elbiselerimi geri
verdiye söyledi ve bana da bir ölçek
buğday verdi.” ( Ahmet b. Hanbel )
2/ Bakara 195. “ Allah yolunda harcayın
ve kendinizi kendi ellerinizle
tehlikeye atmayın, hep iyilik edin,
Allah iyilik edenleri sever.” Ayete
göre fakirin elinden tutmamak zengin
için intihar anlamına geliyor,
yani yoksulluk, haset, kin düşmanlık
duygularını kabartır ve sosyal
çatışmalara sebep olabilir. İşte bu
kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmaktır.
Bakınız Hz. Peygamberden
şöyle bir rivayet edilir. “ Yoksulluk
kolayca hakikatin inkarına dönüşebilir.”
( Suyuti, ed Darul Mensur, VI,
420.) Peygamberimiz, mide ile gönül
arasındaki ilişkiye dikkat çekmektedir.
İnsanın aşırı derecede muhtaç
olması onu imanından edebilecek
duruma getirebilir. Yani yoksulluk
iki tarafı keskin bıçak gibidir, kolayca
zenginin intiharına ve yoksulun
inkarına dönüşebilir. Hz. Peygamber
gibi, Hz. Ömer’in de şöyle bir uygulama
yaptığı rivayet edilir. Yahya
b. Abdurrahman b. Hatib den “ Hatibin
köleleri Müzeyne den bir adamın
develerini çalıp kestiler.