HZ. MUHAMMED’İ, KURAN’A GÖRE ANLAMAK
Allah’ın yanında, Allah’la beraber, güya, Allah’tan isteyip ama, Allah’ı uzak zannedip, araya aracı koyanlar, biz demiyoruz 39/Zümer 3, de aracı koyanları, 10/Yunus 18 de şefaatçi edindiklerini, Allah diyor ve soruyor 39/Zümer 36 da, “Allah kuluna kafi değil mi, yetmiyor mu? Seni, Allah’tan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah da, kim saparsa, artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur, buyuruyor.” Allah’ın ayetlerini hatırlatıp, yanlış yapıyorsunuz denince de bağırıp çağırıyorlar. İmanı kabul edecek, şirki ve ortak koşmayı kabul etmeyecek yalnız Allah’tır, biz karışamayız.
Allah,Peygamberlerine Rablik sıfatının verilemeyeceğini Müslümanlara hatırlatıyor. Bunları açıklarken, bazıları hemen şunu diyebilirler, peygamberi küçültüyor veya devre dışı bırakıyor diyebilirler. Bunu, biz demiyoruz ve diyemeyiz. Allah, Hıristiyanların Hz. İsa’yı rableştirdiklerini, Müslümanların böyle bir hataya düşmemeleri gerektiğini uyararak ikaz ediyor ve uyarıyor. Onun için, Allah, peygamberlerin ve peygamberimizin şahsında şu ayetle uyarıyor. 6/Enam 163, “Allah’ın ortağı yoktur, bana sadece bu emir olundu ve ben Müslümanların ilkiyim.” 6/Enam 164, “De ki: Allah her şeyin Rabbi iken, ben O’ndan başka Rab mı arayacağım? Herkesin kazanacağı, yalnız kendisine aittir, hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz, Rabbinizedir. Allah, uyuşmazlığa düştüğünüz, gerçeği size haber verecektir.” Her şeyin Rabbi Allah olduğuna göre, kimse bu sıfatı peygamber dahi olsa, Allah’tan başkasına Rablik verilemez. Bu Allah’ın emri, Allah peygamberini olacağı yere koymuş, bizde buna uymak zorundayız. Demek ki, birilerinin bağırıp çağırması bu konuda da duvara çarpmıştır. Bu peygamberi küçültmek ve devre dışı bırakmak değil, Allah’a teslim olmakmış. Allah’a ve emrine teslim olamayanlar, mazeret arasalar da ayaklaşmaları boşuna olacaktır.
Peygamberimizin kaybı bilemeyeceği başka bir ayette, şöyle açıklanıyor. 28/Kasas 86, “Sen, bu kitabın sana vahiy olunacağını bilmiyor ve ummuyordun, bu ancak Rabbinden bir rahmet olarak gelmiştir. O halde, sakın kafirlere arka çıkma.” Kendisine kitap verileceğini bilemeyen bir beşer peygamber, aşırı derecede yüceltilip tanrılaştırılamaz. Peygamber gelecekten, kıyametten, haber verdi diyenler de demek ki, bu ve benzeri ayetlere çarpılmışlardır. Zaten dert, peygamber, bunu söyledi yalanına dayanarak, kendilerini veya kutsadıkları kişileri yüceltmektir. Peygamber, hem bu ayeti tebliğ edecek, sonrada kalkıp, kayıptan, gelecekten, kıyametten, haber verecek ve bunlara göre, haşa, dinin eksik kalan yerlerini tamamlayacak. Bu, Allah’a, peygamberimize, İslam’a iftira ve hakaretin büyüğüdür. Herkes, bu Kuran’dan sorumlu olduğu gibi, Peygamberimiz de sorumludur. 43/Zuhruf 44, “Doğrusu Kuran, sana ve kavmine bir öğüttür, ilerde/ahrette ondan sorumlu tutulacaksınız.” Peygamberimiz de, kulluk gereği, Allah’ın emri Kuran’a uymak zorundaymış, Hadisler ayeti nesh/kaldırır diyenler Allah’ın bu ve benzeri ayetlerini görmek istemezler veya haberleri yoktur, burada da yine ayete çarptılar.