İLAHINIZ BİR TEK ALLAH’TIR.

Din  insanları değişime  yönlendiren  Allah’ın  emridir.  Yani  insanlar  kafalarındaki  yanlış  din  anlayışını  silip  yerine,  Allah’ın gönderdiği doğru bir  din  anlayışını  kafalarına  yazarak  Müslüman  olmalılar.  Kafalarındaki,  yanlış  din  anlayışını,  yanlış  din  duyumlarını,  yanlış  anlatılan  kitaplardaki  sözleri  kafalarından  silip  atarak,  Allah’ın  arı,  duru,  hiç  bir  yaratılan  insan  sözü  karışmamış  tertemiz  doğru  din  yolunu  bulmalıyız.  Bunu da  bulmak  için  önceden  kafamıza,  aklımıza  yerleşen  hurafe  din  anlayışından  kafamızı  karıştırıp,  bulandırıp  o  bulanıklığı  atarak  kurtulur  ve  doğru  din  anlayışı  olan  Kuran’a  teslim  oluruz.  Çünkü  Kuran  en  büyük  hurafe  çözücüdür  yeter ki  insan  Kurana  teslim olsun, Kuran  kendine  teslim  olanı  en  doğru  olan  yola  kavuşturacaktır.  2/ Bakara  163 “ İlahınız  bir  tek  Allah’tır  Allah’tan  başka  ilah  yoktur  O  Rahmandır  Rahimdir.”   2/ Bakara 255 “ Allah, Ondan  başka  tanrı  yoktur,  O  hayydır, kayyumdur, kendisine  ne  uyku  gelir  ne de uyuklama.  Göktekilerin  ve  yerdekilerin  hepsi  Allah’ındır.  Allah’ın  izni  olmadan,  Onun  katında  Allah’tan  başka  kim  şefaat  edebilir….”   3/ Ali İmran  2 “Hayy ve kayyum  olan  Allah’tan  başka  ilah, tanrı  yoktur.”     Dünyanın  her  yerinde  bütün  insanlar  ve  milletler  Allah’a  ve  varlığına  inanıyorlar.  Ancak Allah’a  inanırken,  Allah’ı  birinci  üst  ilah, Onun  yanında  ast ilahlara  da inanıyorlar. Yani, şöyle yapılıyor. Allah’a  ulaşmak  için,  yakınlaşmak  için  Allah’a  aralarına  aracılar,  yakınlaştırıcılar, şefaatçiler, kurtarıcılar  koyuyorlar. Bunu firavunlar, nemrutlar,  Şeddatlar  ve  Ebu Cehiller de aynısını  ve  değişik  benzerlerini  yapıyorlardı. Bizim,  Müslüman’ım  diyenlerin  yaptığı  da  bunlar  gibi  veya  değişik  bir  çeşididir.  Misal mi, bizim  mezhep  en  iyi  ve  en  doğru,  bizim  tarikat  en  iyisi  hatta  o  tarikatın  falan  kolu  en  doğrusu,  bizim  mezhebe,  bizim  tarikata  bizim  cemaate  bizim  şeyhe, bizim yatırlara  gelirseniz  kurtulursunuz diyenleri  çok  duyar  ve  görürsünüz.  Bunlara  şunu da  ekleyebiliriz  falan  velinin,  falan  şeyhin,  falan  kutup’un,  falan  yatırın  yüzü  suyu  hürmetine  dualarımızı  kabul  et  Allah’ım  denmiyor mu?   Allah’ta  böyle  yapmayın  Ben  size  çok  yakınım  diyor. 50/ Kaf  16 “ Ant  olsun,  insanı  biz  yarattık  ve  nefsinin  kendisine  fısıldadıklarını  biliriz  ve  biz  insana  şah  damarından  daha  yakınız.” Allah insana  şah  damarından  daha  yakın  olduğunu  açıklıyor,  insanlar  bunu  fark  edemiyor  ve  yakınlaştırıcı  arıyorlar müşrikler de  aynısın  yapıyorlardı.

2/ Bakara  186 “ Kullarım  sana,  Beni  soruyorlar,  söyle  onlara  Ben  çok  yakınım.  Bana  dua  etikleri  vakit  dua  edenlerin  dileklerine  karşılık  veririm.  O  halde  kullarım da  benim  davetime  uysunlar  ve  bana  inansınlar ki, doğru  yolu  bulalar.”  Allah  yalnız  Bana  dua  edin,  Ben  size  çok  yakınım  ve  Benim  davetime  uysunlar  ve  yalnız  bana  inansınlar  buyurmasına  rağmen  nedense  insanlara  Allah  yetmiyor  ve  ek  ilah  edinmek istiyorlar. Firavunlar, Nemrutlar,  şeddatlar,  Ebu Cehiller de  aynısını  ve  benzer  işleri  yapıyorlardı,  farkımızın  olması  gerekmez mi?  Kuran  buna  şirretlik  ve  ğulüvve  diyor.  Yani  dinde  doymazlık,  Allah’ın  koymadığı  çeşitli  işleri  yapıp  kendiliğinden  ibadet  üretmek  yani  tesbih  namazı,  kuşluk  namazı, ebabil  namazı,  istihare namazı,  hacet  namazı  şu  günün  namazı,  şu  gecenin  namazı  ve  benzerleri  gibi.     45/ Casiye  23  “ Heva  ve  hevesini  tanrı  edinen  ve  Allah’ın  kişiyi  kendi  hür  iradesi  ile  yaptığı  hatadan  dolayı  Allahın  bir  bilgiye  dayalı  olarak  saptırdığı,  kulağını  ve  kalbini  mühürlediği,  gözüne de  perde  çektiği  kimseyi  gördün mü?  Şimdi  onu  Allahtan  başka  kim  doğru  yola  eriştirebilir.  Hala  ibret  almayacak mısınız?   İbret  alan  kim,  eğrilerini  doğru  diye  satmıyorlar mı?  5/Maide  77 “ De ki:  Ey  kitap  ehli,  dininizde  haksız  yere  haddi  aşmayın.  Daha  önceden  sapan, birçoklarını  saptıran  ve  yolun  doğrusundan  uzaklaşan  bir topluma  uymayın.” Yine  aynı  anlamda  4/ Nisa  171.  Ayette de  uyarılıyor.   Bu  ayetler  boşuna  ve  süs  olsun  diye  gönderilmemiş  ve  Kuran’da sayfaları  çoğaltsın  diye yer almıyor, insanları  uyarmak  için vardır.  bu iki ayette orijinalinde  ğulüv haksız  yere  haddi  aşmak  ve  sapanlara  uymak olarak geçer.Allah’a  kul  olmamak  şöyledir,  yani  ayetlerine  uymamak  ve  teslim  olmamak  Allah’tan  başka  kullara kul olmaktır,  niçin kulların sözüne, mezheplerin sözüne  tarikatların,  şeyhlerin,  alim  ulemanın  sözlerine  uyuluyor ya  sorunda bura da. 45/ Casiye  6 “ İşte  sana  gerçek  olarak  okuduğumuz  açıkladığımız  bunlar  Allah’ın  ayetleridir.  Artık  Allah’ın  ve  Onun  ayetlerinden  sonra  hangi  hadise  söze  uyup  inanacaklar.”   77/ Murselat  50 “ Onlar  artık  bundan  Kurandan  sonra  hangi  hadise  söze  inanacaklar.”   43/ Zuhruf  21 “ Yoksa  bundan  önce  onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyor ve  uyuyorlar.”  43/Zuhruf 22 “Hayır  sadece  biz  babalarımızı  bir  din  üzerinde  bulduk,  biz  de  onların  izinden  gidiyoruz  derler.”   Bir  rivayete  göre  Peygamberimiz  şöyle  demiş “ Şunu da  bilin ki,  ibadet  edenlerden  şirretliğe,  doymazlığa  sapanlar da  olacaktır.”  (Şatibi  El  Itısam 1/75,76)   Ebudderda da  şöyle  demiş  rivayete  göre,  “Allah’a  ibadeti  başınıza belaya çevirmeyin.” Der.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.