İSLAM DİNİNİN HÜKÜMLERİNİ KİM KOYAR?-2
“Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Din de yalnız Allah’ındır. O halde Allah’dan başkasından mı korkuyor-sunuz?” (16/Nahl 52)
“Dikkat et halis din yalnız Allah’ındır.” (39/Zümer 3)
“Hüküm Allah’dan başkasının değildir.” (12/Yusuf 67)
“Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar.” (3/Ali İmran 83)
“O Allah müşrikler hoşlanmasalar da kendi dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resulü’nü hidayet ve hak din ile gönderendir.” (9/Tevbe 33)
“Ve bana hanif olarak yüzünü dine çevir sakın müşriklerden olma, diye emredildi.” (10/Yunus 105)
“De ki: Bana dini Allah’a halis kılarak Allah’a kulluk etmem emrolundu.” (39/Zümer 11)
“De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah’a ibadet ederim.” (Zümer 39/14)
Hakikatleri bulmak, söylemek, ne hadis, ne sünnet, ne mezhepleri kötülemek değildir. Biz şu gerçeği ifade etmek istiyoruz. Hadisi, sünneti yerinde ve sıfatında, konumunda değerlendirelim. Dini açıklayan, yorumlayan olarak inanalım. Bunlar dinin kaynağı değillerdir. Amacımız bunları yok saymak değil. Sünnete, hadise, hatta mezheplere katılan, dine uymayan fazlalıkları temizleyip müminleri uyarmaktır.
Ayetler bizi şu sonuca götürüyorlar. Din koyma yetkisinin sadece Allah’a ait olduğu, anlaşmazlığa düştüğü-müz konuda din yönünden yetkinin sadece Allah’da olduğunu Yusuf suresi 40, Şura suresi 10 ve diğer bazı ayetler de açıklıyor. Dinin sahibinin yalnızca kendisi olduğunu Nahil 52, Zümer 3 ve diğer bazı ayetlerde açıklıyor. Ayetler elimizde açık ve net anlaşılır şekilde. Bunu kim görmez kim unutur? O da onların sorunudur. Bu ayetlere inat, yok hadis, sünnet, icma, ulema, müctehidler de dinin kaynağı diyenlere yapılacak bir şey yok. O da onların bileceği bir tercihtir. (12/Yusuf,40 – 16/Nahl, 52 – 39 Zümer,3 – 42/Şura,10 – 6/Enam, 57,62,114)