İslam’da Milliyetçilik
Nasıl ki bir erkek veya kadın doğarken ben
erkek olacağım veya ben kadın olacağım
deme hakkına sahip değilse. Hiçbir kimsede
ben falan milletten olacağım deme şansına
sahip değildir. Mesela biz kendi isteğimizle
Türk olmadık veya diğer milletlere mensup
olan insanlarda kendi isteği ile şu milletten
olacağım deme hakkına sahip olmamışlar.
Bizi yaratan Yüce Allah bizim isteğimiz dışında
bizleri ayrı ayrı millet yapmıştır.
İslam dini, dünyadaki yaşayan çeşitli milletlerin,
millet ve milliyetçiliklerini yasaklar
mı, yoksa milliyetçilik yapılmasını emir edip
ister mi? Daha açık bir ifade ile İslam Müslüman
milletleri bir ümmet içinde mi görür.
Millet ve milliyetçiliği yok mu sayar, yoksa
milliyetlerini koruyarak milliyetçiliğe müsaade
eder mi?
Şimdi Ayetlere Bakalım.
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve
bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız
için sizi kabilelere ve milletlere ayırdık.
Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız
Allah’tan en çok korkanınızdır. Şüphesiz
Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” Hucurat
Suresi Ayet 13.
Yüce Allah bizleri yaratırken böyle sıkıntıların
olacağını ezel ilmiyle bildiği için bizleri
ayrı ayrı kabilelere ayırmış, kabilelerin
birleşmesiyle millet yapmıştır. Türkiye’de
çeşitli kabileler vardır. Türkmenler, Afşarlar,
Kürtler, Lazlar ve bunun gibi diğer kabileler,
bu kabilelerin birleşmesi ile millet olmuş
Türk Milleti.
Kabileler ayrı ayrı millet değil, milleti oluşturan
küçük (kabileler) topluluklardır. Ayrı
ayrı milletiz veya İslam Ümmetiyiz, sen Türküm
dersen oda falanım der gibi sözler ayete
göre yanlış, çünkü kabileler ve bunların
topluluklarından millet olmuştur. Yüce Allah
şöyle emrediyor: Sakın cemaatleşmeyin
bölünmeyin, Cemiyetleşin yani milletleşin.
“Eğer Rabbin isteseydi insanları bir tek millet
yapardı ve ayrılıkta devam etmezdi.” Hud
Suresi Ayet 118.
“Demek iradeyi ve hâkimiyeti ele alırsanız
hemen yeryüzünde fesat çıkartacak ve akrabalık
ve soydaşlık bağını parçalayacaksınız
öyle mi?” Muhammed Suresi Ayet 22.
“O öyle bir Allah ki meniden bir insan yarattı
ve onu soy ve sop yaptı Rabbin her şeye kadırdir.”
Furkan Suresi Ayet 54.
Buna benzer daha ayetler var. Şimdi de hadislere
bakalım.
“Sizin en hayırlınız kendi kabilesini ve milletini
müdafaa edendir.” Hadis Ebu Davud
Mecmuatüle-hadis Sayfa 356.
“Soylarınızı öğreniniz.” Hadis Tirmizi Sayfa
360.
“Akrabaya, soydaşa yapılan yardımın sevabı
ikidir. Akrabalık ve soydaşlık sevabı ile sadaka
sevabı.” Tirmizi –Müslim Taç C. 2. Sayfa
3.
Bu ayetler ve hadisler bize şu gerçeği ifade
eder. İslam ümmeti içinde birçok milletin
olacağını. Yani Müslümanların tamamı İslam
Ümmetini, Türk, Arap, Fars ve sair. Diğer
milletlerde, Müslüman milletleri meydana
getirmektedir. Milliyetçilik, milletinin
dilini, dinini, soyunu, vatanını, kültürünü,
örflerini, tarihlerini sevmek, koruma ve geliştirmektir.
Yine Hz. Peygamber’imizin Arap millet’indenim
Kureyş kabilesindenim, Haşimi oğlu
soyundanım demesi de çok anlamlıdır.
Sakın Türk’üm demeyin, Müslüman’ım deyin.
Allah sizi Türk’lüğünüzden mi soracak?
Yoksa Müslüman’lığınızdan mı soracak?
diyenler, fitne ve fesat çıkartmak ve Müslüman
insanların aklını karıştırmak için, Müslüman
Türk düşmanlarınca söylenen bu bölücü
söylemleri dillendirip dururlar.
Eğer bunların sözü doğru olsa idi. Hz. Peygamber’imiz;
Sahabelerine hitap ederken,
Müslüman, Bilal, Müslüman Selman, Müslüman,
Suheyl, Müslüman Huzeyfe demesi
lazımdı. Fakat Hz. Peygamber’imiz böyle
demeyip ayetlerdeki emirlere uygun hareket
ederek bakınız nasıl hitap etmiştir. Müslüman
Bilal yerine, Habeşli Bilal, Müslüman
Selam yerine, milletini önce söyleyerek,
Farslı Selman–Selman-ı Farisi, Müslüman
Suheyl değil Suheyli Rumi, Huzeyfetül yemeni
diyerek, fitneci bölücü millet düşmanlarına
cevabı vermiştir.
Şimdi soruyoruz? Sizler dinimizi, Allah’tan,
Hz. Peygamber’den daha mı iyi biliyorsunuz?
Bizlerde Allah’a ve Hz. Peygamber’e
mi tabi olalım, yoksa sizler gibi bölücü, fitnecilere
mi tabi olalım? Bu takdiri ve görüşü
Müslüman Türk milletine arz ediyoruz.
Soy özürlüler kasıtlı olarak şu yanlışı da yapıyorlar,
ırkçı diyorlar. Şu hadisi yarıda bırakıyorlar.