Kayseri Adliyesi’nde ‘Temel Hak ve Özgürlüklerde Bireysel Başvuru Yolları’ Anlatıldı
Kayseri adliyesinde ‘Temel Hak ve Özgürlüklerde Bireysel Başvuru Yolları, AİHM ve Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru’ konulu seminer düzenlendi.
Kayseri Adliyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit Dursun, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, kuvvetler ayrılığını, yargı bağımsızlığını ve yargının olmazsa olmazı olan savunmanın önemine her zaman vurgu yaptıklarını ifade ederek, “Hukuk, yargı ve yargının bağımsızlığı hava, su, hayat kadar bazen de bunlardan daha önemli olduğunu her zaman söyledik ve söyleyeceğiz. Hukuk ve yargı olmadan haklarımızın, özgürlüklerimizin olmayacağı, nefes alamayacağımız ortadadır. Hukuk itibarımız, onurumuz, şerefimiz için lazımdır. Bugün Türkiye’nin son yıllarda geçtiği süreçlerde daha gözaltılar olmadan yaşanan intiharları, insanların onurları, şeref ve haysiyetleri için canlarından bile vazgeçtikleri görüldükçe aslında her birimizin yaptığımız mesleğin, içinde bulunduğumuz mesleğin ne kadar önemli olduğunu anlamamız lazım” dedi.
OHAL’in bir fırsatçılığa dönüştürülmemesini dile getiren Dursun, bu konuda herkese büyük görevler düştüğünü belirtti. Dursun, “Haince kalkışma ve pek çok insanın şahadet ettiği bu tehlikeyi, belki birileri kendine dokunduktan sonra anlamış olabilir. Ama biz bunun mücadelesini bu baroda ve bu şehirde 15-20 yıldan beri kesintisiz bir şekilde verdiğimiz gibi, bu ülke bunun bedelini geçmişte çok ağır bir şekilde ödemiş; devletimizin hukuk, yargı ve emniyet sistemi doğrusu çok ağır bir yara almıştır. Biz bu süreçte her zaman söylediğimiz gibi 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL, bir fırsatçılığa, muhalifleri sindirmeye, başka amaçlara çevrilmemeli konu sadece bu terör örgütünün ve bu haince girişimin devletimiz ve milletimiz üstünde açmış olduğu yaraları giderme, kurum ve organlarımızı tamir anlamında kullanılmalıdır. Yapılacak olan soruşturma ve kovuşturmalarda bu terör örgütünün haince işi sulandırma, sayıyı, mağduriyetleri artırarak kendi kriptolarını gizleme, içerideki sayıları bir şekilde artırarak toplumsal alt yapı sağlama işine girilmemesi gerekmektedir. Bu noktada bütün adli makamlara, savcılıklarımıza, kolluk gücümüze, barolarımıza, avukat ve halkımıza çok büyük görevler düşmektedir” diye konuştu.
“Gün gelir senin de soy soy fotoğrafını çeker, seni de yazarlar”
Baro Başkanı Av. Cavit Dursun, konuşmasının devamında basın mensupları için şu sözleri söyledi;
“At izi ile it izini ayırmanın yönteminin tek yöntemi vardır, o da hukuktur, hukuk devletidir, hukukun üstünlüğüdür. Suçla, suçluyla mücadele kanıtlar üzerinden yapılır, yiğitçe, erkekçe yapılır. Kimse kalkıp da kendi haksız alacağını almak için, şahsi husumetini halletmek için, kendi kinini, nefretini kayyumluk etmek için, kendi kirli geçmişini örtbas etmek için bu işleri fırsat olarak kullanmamalıdır. Bu noktada basınımıza da büyük görevler düşmektedir. Masumiyet kaidesini kimse unutmamalıdır. Hastane köşelerine kurulan kameralarla, yapılan çağrılarla gidip de boy boy fotoğraflar çekerek hemen yalan yanlış, ilgili ilgisiz, konu ney, nereden gelmiş nereye gidiyor hiçbir bilgisi yok, yazacaksın. Kardeşim gün gelir seni de yazarlar. Gün gelir senin de boy boy, soy soy fotoğraflarını çekerler, gün gelir bazı şeyler çok daha farklı şekilde ortaya da konulur. Onun için hiç kimse hukuktan, hukuk devletinden, hukukun üstünlüğünden ayrılmamalı.”
Av. Dursun’un konuşmasının ardından devam eden seminere konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdem İlker Mutlu sunum yaptı. -İHA