KAZANILMASADA DENENMİŞ Mİ OLDU?
Binali Yıldırım mı? Yoksa Ekrem İmamoğlu mu?
Günlerce konuşup durduk. Ülkenin en önemli gündem maddesi olarak sadece siyaseti gördük. Ülkenin önemli şehri İstanbul’u kazanmayı gördük.
Sonuç ise artık ortada. Gazete manşetleri, televizyon haberleri hiç kuşkusuz yenilenen İstanbul seçimini bir süre daha ele alacak, tartışacak gibi görünüyor.
31 Mart seçimlerinden bu yana nasıl bir seçim propagandası takip edildi, doğru muydu, yanlış mıydı. Bu konuda herkesin elbetteki söyleyeceği çok şeyler var.
Ne söylersek söyleyelim ama gelgelelim kazananın İstanbul için hayırlı olmasını dileyelim.
Seçmen tercihini yaptı. 25 yıl sonra Ak Parti’den Chp’ye geçen İstanbul belediyesi yönetimi neler yapacak, vaatlerini yerini getirme sürecinde nasıl bir yol izleyecek. Bekleyip göreceğiz. Bir diğer bekleyip göreceğimiz konu ise, iktidarın nasıl bir yol haritası izleyeceği.
Peki bu noktaya nasıl gelindi, bir mahalli seçim yerel seçim havasına nasıl sokuldu? Doğruları yanlışları nelerdi? İyi mi yapıldı kötü mü bilinmez ama sonuç yüksek farkla bir oyla İmamoğlu’nun tekrardan kazanması oldu. Öyle ki Ak Parti kalesi olan birçok ilçelerden şaşırtıcı boyutta yüksek oranda oy alarak.
Gelgelelim seçim akşamının detaylı okumasından sonra iktidar yanlısı kesim tepki söylemlerine de başlamış. Saf değiştiren yok değil elbette. Her zaman kazanandan yana tavır takınan kimi parti yanlıları bu seferde şaşırtmadı, onlar hemen satışa geçip kendilerini çok iyi belli ettiler. Belli etmelerinin en önemli sebebi ise bu kez kazananın alışılagelmiş olan olmamasıydı. Artık o iktidar hayranı pozları bırakarak kazananı öven hareketlere girmiş bulunmamalarıydı ki öyleleri çok tehlikeli kesim olarak görüyorum.
Hangi kesim ya da görüşten olursa olsun Yıldırım’ın kaybetmesindeki genel kanı; seçim politikasının yanlışlığı elbette. İmamoğlu’nun kazanmasındaki genel kanı ise “mağdur”sıfatıyla ön plana çıkarak yürüttüğü reklam politikasıdır.
Sonuç olarak burada da önemli kilit nokta ise kaybedenin kişi değil partisinin olduğudur. Kazananın da keza. Belki de kaybetmeyi göze ala ala, kazanamasakta yinede deneyelim anlayışıyla seçimin yenilenmesi, bir takım gereksiz hırsların yapılmasıdır diyebiliriz.
Bu arada her şey çok güzel olur mu bilmem ama güzel yazılar kaleme almayı umarak buluşmamızın sürmesi temennisiyle…