KURAN, FITRAT VE İNSAN İLİŞKİSİ-1
Allah, her yarattığı varlığa bir yapı vermiştir. İnsanı, hayvanı ve bitkileri oluşturan, geliştiren, değiştiren ilke ve kanunlar bu yapıdadır. Buna fıtrat denir. Gerek bilimin, gerek teknolojinin ve gerekse insan ilişkilerinin kanun ve kuralları da bundan çıkarılır. Din ise Allah’la insanın, insanla insanın, insanla tabiatın ilişkilerini düzenler. Dinin ilkeleri, kanunları ve hükümleri de fıtrattır. 30/ Rum 30. “ Resulüm, Sen yüzünü hanif olarak dost doğru dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında bir değişme yoktur. İşte dost doğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.” Hanif: eğriliğe sapmaksızın doğru yoldan giden demektir. Yani Allah’ı bir tanıma dini, yani tek bir Allah’a inanan kimseye hanif denir. İnsanın fıtratı temiz ve yücedir, bozulmalar, insanın dünyaya gelişinden sonra yine insan eliyle, kendi yaptığı fiil, amel ile değişir. Fıtrat: Allah’ın, insanları üzerinde yarattığı varlık yapısı, karakter ve değişmez prensiplerdir. Allah’ın sıfatlarından biriside fatır olan sürekli oluşta, yaratmakta, bir oluşu yaparak ondan ikinci bir oluş yaratıp çıkartmakta ve bu böylece devam etmektedir. Allah’ın fatır diye anılışı yokluğu yarıp yaratıp, varlığı ondan çıkartıp yaratandır. Fatır da ki yaratma der defasında yeni ve orijinaldir. 35/ Fatır 1.” Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamt olsun. Allah yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir.”
Fıtrat, ayetlerden öğrenilir, ayetler Allah’ın kitabı ile sınırlı değildir, Allah’ın yarattığı her şey ayettir. 2/ Bakara 164.” Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için birçok deliller vardır.” 6/ Enam 95.” Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, ölüden diriyi çıkartan, diriden de ölüyü çıkartandır. İşte Allah budur, o halde haktan nasıl dönersiniz.” 7/ Araf 26. “ Ey Adem oğulları, size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık takva elbisesi, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar.” İnsanlar bu ayetleri sürekli görür, üzerinde düşünüp kendine göre sonuç çıkarır.
İnsan, Allah’ın yarattığı dünyaya ve içindeki yaratılan varlıklara bakarak, düşünerek bu bilgileri çözüp anlamaya devam eder. Evrensel değerler ve ortak akılda böyle oluşur. İşte insan yaşadıkça bu bilgileri çözmeye devam eder ve bu bilgiye zikir denilir, bu bilgiyi kalbe ve dile getirmekte zikirdir. O bilgi ve düşünce ile Allah’ın kitabı yani yarattığı varlıklar arasında tam bir uyum vardır. ilahi kitapların ortak adı da zikirdir.
3/ Ali İmran 58. “ Resulüm bu söylenenleri Biz Sana ayetlerden ve hikmet dolu zikirden yani Kuran’dan oluyoruz.” 7/ Araf 63. “ Allah’ın azabından sakınıp da rahmete nail olmanız ümidiyle, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir kitap gelmesine şaştınız mı?” 43/ Zuhruf 36 “ Kim Rahmanın zikrine bulanık bakar ve gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.” 43/ Zuhruf 44. “ Doğrusu zikir olan Kuran, sana ve kavmine bir öğüttü ileride ahrette ondan sorumlu tutulacaksınız.” 13/ Rad 28. “ Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle Kuran’la sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile huzur bulur.” Yine 15/ Hicr 6, 9= 16/ Nahl 44 = 21/ Enbiya 2, 7, 10, 50, 105= 25/ Furkan 18 = 36/ Yasin 11= 38/ Sad 8= 54/ Kamer 25 ve diğer ayetler gibi.
Zikir’i yanlış anlayanlar bu ayetlerin anlamını bilmeden, birilerinin söylediği başka sözlerle zikir ettiklerini zannediyorlar. İşte Allah’ın açıkladığı zikir bu dur ve Kuran anlayarak okununca zikir oluyormuş ve dünyadaki Allah tarafından yaratılmış varlıkları düşünüp, anlayıp, çözmek ve onların yaratılışından Allah’a ulaşmaktır zikir. Yoksa belli kelimeleri defalarca söylemek zikir olmuyormuş. Birileri buna itiraz edecektir ama nafile ve boşunadır, çünkü Allah böyle açıklıyor, diğerlerinin delili nedir? Allah bir ayetini başka ayetleriyle çeliştirmez, demek ki, anladıklarında bir eksiklik var, tekrar anlamak için ayetlere bakılmalıdır.
Bu sebeple Kuran’ı okuyup anlayan her insan, kendindeki zikir ile, anlama çözme, bilme, bulmayı Kurandaki zikir arasında büyük bir uyum olduğunu görerek Allah’a ve Kurana karşı tam bir güven ve tatmin duygusu içine girer. İnsan, Allah’ın tabiattaki ve Kuran’da k, ayetlerini okuyup kavradığı ölçüde doğru bilgilere ulaşmanın yolunu bulmuş olur. Kuran’ın hiç bir hükmü fıtratla çelişmez, çünkü fıtrat İslam’dır. Fıtratı anlamak için Kuran’dan, Kuran’ı anlamak içinde fıtrattan yararlanmak gerekir.