KURAN’DA ADI GEÇEN HAYVANLAR.
NAKA/ DİŞİ DEVE: Çevre bilincinde nasıl “Ağaca yaklaşma Adem (a.s.)ile başlamış ise, hayvana yaklaşmama da Semud toplumu ile Salih Peygamber döneminde hayvan hakları olarak insanlara açıklanmıştır. Allah, Semud toplumunun dişi devesi ne dokunulmaması ile, devenin haklarının da olduğunu, hayat hakkı, otlayıp gıda alma ve su içme gibi temel yaşam haklarından mahrum edilemeyeceği Kuran’da açıklanarak insanlık uyarılmıştır.7/ Araf 73. “ Semud kavmine de kardeşleri Salih’i gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin Allah’tan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allah’ın şu devesidir. Deveyi bırakın, Allah’ın arzında yesin, içsin, ona kötülük etmeyin, sonra sizi elem verici bir azap yakalar.” Semud kavmine kardeşleri Salih (a.s) Peygamber olarak gönderilince, dediler ki, “Eğer sen hakikaten bir Peygamber isen dua et de şu
taşın içinden bir dişi deve çıksın, o zaman senin Peygamber olduğuna inanırız dediler. Hz. Salih de dua etti, o taştan istedikleri gibi bir dişi deve çıktı.” Bu mucizeyi görenlerden bir kısmı onun Peygamber olduğuna inandılar ve iman ettiler, diğer bir kısmı ise inanmayıp küfürlerine devam ettiler. Salih Peygamber, kavminden, deveye dokunmamalarını, devenin serbestçe yiyip, içip dolaşmasını istemesine rağmen, onlar deveyi ayaklarından keserek öldürdüler. Bu yaptıklarından dolayı Salih Peygamber hicret edip bulunduğu yerden gitti, kavmi ise bir şiddetli depremle helak oldu. Ayette, Allah’ın devesi denmesi ve sizin için bir ayet denmesi, kamu malı olmasındandır, kamu malı hem Allah’ın hem de bütün insanlığındır. Kabe, nasıl Allah’ın evi ise, kamu malı ise, devede o zaman hayvancılık ilerde olduğu için hayvan kıymetli imiş ki önemli olmuştur. Bu deve Semud kavmi için bir ayet, kanun ve delildir. 17/ İsra 59 . “ Bizi, ayetler( mucizeler) göndermekten alıkoyan tek şey, öncekilerin bu ayetleri yalanlamış olmalarıdır. Nitekim Semud kavmine, açık bir mucize olmak üzere bir dişi deve vermiştik. Onlar ise bu deveyi öldürdüler ve bu yüzden zalim oldular, halbuki Biz ayetleri ancak korkutmak ve uyarmak için göndeririz.” Ayetten anlaşıldığına göre, daha önceki kavimler bu tür mucizeler isterlermiş ki, asıl maksatları inanmak değildi, Allah’ta onların Peygamberlerinden istedikleri mucizeyi vererek, inanmadıkları için de derhal cezalandırmıştır, bu bir uyarıdır.
Allah’ın arzında yesin denirken Allah’ın topraklarında yesin, yani yeryüzünün herkese ait olduğu, yeryüzünün bütün canlılar için bir beslenme sofrası olduğu, yeryüzünün ve gökyüzünün kamuya ait olduğu ve her canlının hakkı olduğu açıklanmaktadır. 26/ Şuara 155. “ Salih: İşte mucize bu dişi devedir, devenin de bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir dedi.” Böylece hayvanların da hakkı olduğu ayetten anlaşılmaktadır. İnsanlar sadece kendilerine kötülük etmiyorlar, hayvanlara da kötülük yapıp haklarını gasp ediyorlar. Yaşama hakkından, sulanma ve beslenme hakkına varana kadar hak ihlali yapıyorlar.