MEZHEP VE MEZHEPLER-1
Mezhep Arapça bir isimdir. Gidilen yol, tutulan, takip edilen, dinî anlamda, kişinin ibadetlerde uyguladığı tavır, görüş anlamındadır.
İnsan fıtratının yaratılışının birbirinden farklı bulunuşu, aklının, anlayışının, kavrayışının farklı derecede oluşu, coğrafi, kültürel vesair sebeplerden dolayı, örfün, bulunduğu yerin, mensubu olduğu milletin özelliklerinin sonucunda mezhepler (görüşler) ortaya çıkmıştır.
Görüşlerin (mezhepler) seviyesi ne olursa olsun, kimilerinin takipçileri günümüze kadar çeşitli sebeplerin sonucu gelmiş iken, bazılarının takipçileri kendilerinden sonra kalmamıştır. Bu kalmamışlığın nedeni o müçtehidin (ilim adamı) içtihatlarının zayıflığından değil, çeşitli sebeplerden dolayı olmuştur.
Günümüzde yaşayan mezhepler yalnız dört tane değildir, Caferiyye, Şia, Zeydiyye, İbadiyye gibi mezhepler bugün Türkiye, İran, Suriye, Pakistan, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Hindistan, Türk Cumhuriyeti olan diğer devletlerle Afrikanın çeşitli ülkelerinde bulunmaktadır.
Fıkıhta mezhepsizlik mümkün değildir. Değildir derken, görüş, düşünce sahibi anlamındadır. Yoksa din anlamında değildir. Birbirinden farklı görüş (mezhep) sahibi olunur. Mezheplerde dikkat edilmesi gereken konu şudur. Bazen iyi niyetle yapılan fikirler görüşler (mezhepler) Kur’an’ın dışında olursa, insanı dinden çıkarır. Misal; Mezhepler din olmadığı için, mezheplerin görüşlerini İslam’ın önüne geçirip Allah’ın kitabına saygı göstereceğiz diye Allah’ın kurallarını, yine Allah’ın kitabı Kur’an ı okumada merasimlere bağlayarak, yok abdestsiz okunmaz, yok Türkçe meali olmaz, diz çökeceksin gibi çok çeşitli icatlar edilmiştir. Bunlar doğru değildir. Kur’an’ın açıkladığı İslam’a uygun değildir. İslam’da ruhbanlık bulunmadığı halde, bu dinin dindarlarıyız diyenler tarafından İslam’ı bir ruhban sınıfının dini haline getirmişler ve Hıristiyanlıkta ki hurafe din anlayışlarını tatbik eder hale gelmişlerdir.