MEZHEP VE MEZHEPLER-13
Allah için düşünelim, imamlar ne demişler? İşte ayetler hadisler ve mezhep imamlarının görüşlerini iyi anlayalım, mesele çözülür.
Ciddi olarak araştırdığım zaman, başta ilmihaller olmak üzere, diğer yazılmış eserleri incelediğimde, şu anda yaşanılan, İslam diye anlatılan konuları Kur’an’a ve sağlam hadislere götürdüğümde, anlatılanların yanlışlıklarını tespit ediyorum. Bu yanlışlıkları anlatmayı ve yazmayı görev biliyorum, çözebildiğim konuları söyleyip yazdığım gibi çözemediklerimi de başkalarına bırakıyorum. Hepsini çözmem, anlamam mümkün değil, buna hem vaktim hemde bilgim kâfi değildir.
Şu tarihi tespiti söylemek zorundayım: İslam tarihi incelendiğinde göstermektedir ki mezheplerden önceki İslam anlayışı (Müslümanlık), mezheplerden sonraki İslam anlayışından daha temiz, daha onurlu ve haysiyetlidir. Çünkü o zamanın insanları hür fikirli idiler. Düşünüyorlar ve delilleri olan Kur’an ile ölçüyorlardı. Şimdiki Müslümanlar köle fikirli olmuşlar. Burada istisnaları katmıyorum, genel olarak söylüyorum. Şunu da açıkça dünyada görüyoruz ki mezhepçiler aralarında savaşlar ve kavgalar yapıyorlar, görüşlerini, mezheplerini din zannediyorlar. Mezhepler din değildir, görüştür. Dünyadaki Sünniler ve Şiiler arasındaki kavgalar gibi.
Öyle ise Kur’an ve Hadise dönüp, mezheplerdeki yanlış olan görüşleri düzeltmek, her Müslüman üzerine farzdır. Mezheplerin (görüşleri), Kur’an ve hadislere rağmen Kur’an’ın ve İslam’ın önüne geçirilmemeli ve delil olarak bu dindir, dinin emridir denmemelidir. Yaşadığımız zaman içinde o görüşleri uygulama imkânı varsa, Kur’an’a ters düşmeyecek şekilde uygularız veya diğer mezheplerin görüşlerini uygularız. Ama hala vaazlarda konuşulurken falan mezhebin, şu âlimin görüşüne göre denilerek, İslam yerine onlar delil gösterilerek dini bir emirmiş gibi konuşuluyor.
Hz. Peygamber’in şu ikazları hiç dikkate alınmıyor kanaatindeyim. Gizli şirk olarak belirtiliyor.
“Şirk, güneşe, aya, heykele tapmak değildir. Bu şirk, Allah dışındaki şeylerin hoşnutluğunu gözeterek (aracı-lar koyup onların yüzü suyu hürmetine) iş yapmaktır. Dua etmek ve istemektir.” (İbni Mace Zühd 21 /Buhari Cenaiz 72, Rıkak 7 Menakib 25 / Müslim Fedail 30 / İbni Hanbel 4/124-126)
Zaten Mekkeli müşrikler, Allah’ı inkâr etmiyorlardı. Aksine yeri göğü Allah’ın yarattığına inanıyorlardı. Kabe’de namaz kılıp dua etmeleri, hac için Kabe’ye gelmeleri, Kur’an’ın ifadelerinde geçiyor.