MEZHEP VE MEZHEPLER-16
Hz. Peygamber: “Ya Rabbi, sana sığınırım, diye ellerini açar ve ben bunlara böyle mi öğrettim bunca sene?” der. Ve siz, diyor: “Benii İsrail’in Musa (as) dan yedek ilah istedikleri gibi benden yedek ilah mı istiyorsunuz? Ben size bunları mı öğrettim? İşte zatu envat bu, der”. Zatu Envat demek, umut bağlanan, onun yüzü suyu hürmetine dilekte bulunulan şeylerdir. Kutsanan herşeydir. Hz. Peygamber, Kur’an’a uyarak bu isteğe karşı çıkmıştır, ama gezin şu Anadolu’yu bakın ne çeşit Zatu Envat’lar bulacaksınız. Bunlarla kimler, hangi ticari işler yapıyorlar?
Bir olay daha: Resulullah, Bey’atı Rıdvan’da oturmuş,
bir ağaca sırtını dayayarak yaslanmış gölgelikte istirahat edip, dinlenmiş. Zamanla insanlar, o ağacı kutsallaştır-mışlar, bir işleri olacağı zaman o ağacın yanına gelip, duada dilekte bulunuyorlar. Hz. Peygamber o ağaca yaslandı diye, o ağacı kutsallaştırıyorlar. Hz. Ömer (r.a), ağacı kutsallaş-tırıyorlar diye, kökünden söktürerek kestiriyor. Şimdi köylerde, şehirlerde bir işi olacağı zaman türbelere gidip, kurban kesenler, dilekte bulunanlar, onların yüzü suyu hürmetine şu işimize yardım et, diyenler, günahımızı bağışla diyenlerden, camilerde sakalı şerifleri dizilip öpenlere, yatırları tavaf edip, etrafında öperek dolaşanlara, istihareye yatıp, medet bekleyenlere; cübbesinden, ayaklarını ve edep yerlerini öptürenlere kadar daha neler nelerle karşılaşacaksınız.
Amcası Ebu Talib’den kelime-i şahadet getirmesini istediği zaman, Hz. Peygamber’i (as) uyaran şu Kur’an vahyi Allah’ın emrine bakalım.
“Rasulüm, sen sevdiğini hidayete kavuşturamazsın, bilakis Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecekleri en iyi Allah bilir.” (28/Kasas 56)
“Allah ile birlikte başka bir ilaha (aracıya) yalvarma. Allah’dan başka tanrı yoktur. Allah’ın zatın-dan başka her şey yok olacaktır. Hüküm Allah’ındır. Siz ancak Allah’a döneceksiniz.” (28/Kasas 88)
“O halde, sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun.” (26/Şuara 213)
“Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar.” (25/Furkan 68)
Ben bunları imanlı gönüllere arz ediyorum. İşte deliller işte ayetler ve sünnet olan hadisler. Başta Allah olmak üzere Peygamber, Kur’an’da bunları açıklayacak yasaklayacak şirk olduğunu beyan edecek, sonra da başkaları bunlar şirk değil diyerek mavra (boş) atacaklar. Takdir inananlarındır. İsteyen Allah’ın emri Kur’an ayetlerine, Hz. Peygamber’in Kur’an’a uygun sünneti ve hadisine tabi olur. İsteyen de, zübür, mişna, hurafe ve boş olan mavralara teslim olurlar. Bu bizim için bir iman borcudur, bunları açıklayacağız, Allah ömür verdiği sürece. Hz. Aişe validemiz Hz. Peygamber’i tanıyacaksanız Kur’an okuyun çünkü onun ahlakı Kur’an’dadır diyor. Mehmet Akif’in dediği gibi
Nebi’ye aitmiş gibi binlerce yalan uydurdun.
Yıktın da dini mübini yeni bir din uydurdun.
Şimdi bunların biri yanlıştır. Allah’ın, Peygamber’in bu uyarıları mı yanlış? Yoksa mişnalarını, zübürlerini, hurafelerini, örf, adet, geleneklerini din edinen, Allah’ın Kitabı Kur’an’a uymayanlar mı yanlış? Son sözü Allah, Peygamber mi söylesin? Yoksa senedi olmayan, delili çürük olan hurafeler mi, rivayetler mi söylesin? Biz önceliği Allah’a ve Peygamber’e veriyoruz. İsteyenler de istediklerine önceliği versinler.