MOTİVASYON KAYBININ SEBEPLERİ!

*Hedefsiz kalmak kendinize yapacağınız en büyük kötülüktür!
Hedefiniz varsa enerjiniz oraya yoğunlaşır ve ulaşabilmek için bütün yolları denemeye hazırdır. Önüne çıkan engelleri kolaylıkla aşacaktır. Aksi takdirde içe yoğunlaşma olur ve birçok düşünce zihninizde döner durur. Bu da motivasyon kaybına neden olarak insanı oldukça rahatsız eder. Ulaşabileceğiniz, mantıklı, tatmin edici ve limitleri belli olan hedefler iç motivasyonunuza inanılmaz katkı sağlar.
*Motivasyonu korumak için zaman ayırmamak!
Moralinizi ve motivasyonunuzu korumak hatta daha da artırabilmek için kendinize zaman ayırmalısınız. Sürekli aynı şeyleri yapmak yani rutinde kalmak zaman içerisinde motivasyon kaybına sebep olacaktır. Bir kişi için en tehlikeli durumlardan birisi rutin hayattır. Eğlenebileceğiniz, gülebileceğiniz, rahatlayabileceğiniz birçok aktivite ile meşgul olmak size hem moral verecek hemde enerjinizi dengeleyecektir.
*Gelecekle bağlantıyı kaybetmek!
Gelecekte nerede olmak istiyorsunuz? Hangi durumda ve nasıl birisi olmalısınız? Olmak istediğiniz yer nedir? Yaptığınız işler bu soruların cevaplarının doğrultusunda ise sorun yok ama uyuşmuyor ise farklı çözüm yolları aramalısınız. Her ne yapıyorsanız gelecekte ki olmak istediğiniz durumunuzla bağlantılı olursa motivasyonunuz çok daha güçlenecektir. Planlarınızı yaparken ve uygularken bütün bunlarla uyum içerisinde olmasına dikkat etmelisiniz.
*Hayal etmekten vazgeçmek!
İnsanlar genellikle hayal ve hedefi birbirine karıştırırlar. Hedefler gerçekçidir ve ulaşılabilir olmak durumundadır ama hayallere ulaşmak zorunda değilsiniz, o size özeldir, orada her şey yolundadır çünkü tam istediğiniz gibidir, moraliniz yükselir ve mutlu olursunuz. Moral seviyesi motivasyon için en önemli kıstastır, morali bozulan bir insan nasıl motive olabilir ki? Özellikle kendinizi kötü hissettiğiniz anlarda hayallerinize başvurmak size çok iyi gelecektir.
*Nerede duracağını bilmemek!
Bazen hırs gözümüzü o kadar karartır ki, uçuruma doğru sürüklendiğimizi fark edemeyebiliriz. Biraz durup, etrafımıza bakıp, ne yaptığımızın bilincinde olarak ilerlemek bizi kendi yolumuzda devam etmemizi sağlar. Hızlı giderken yanlış yöne saptığımızı fark edemeyiz. Bazen mola verip nefes almak bize çok daha fazla zaman kazandıracaktır.
*Ertele ertele nereye kadar?
Ne zaman öleceğimizi biz bilmesek de belli, sonsuza kadar yaşayamayacağımız kesin. O halde ne yapmanız gerekiyorsa şu anda yapın yarına bırakmayın. Yaşam bizlere geçen günün telafisini sunmuyor. Yarın ise nerede ve hangi şartlar da olacağımızı bilmiyoruz. En önemli zaman şuan, en önemli iş şuanda yaptığınız iş. Gerek işinizi gerekse kendinizi erteledikçe motivasyon kaybı yaşamanız çok doğal.
*Hareketsizlik!
Bütün hayatınızı düşünerek geçiremezsiniz, düşündüklerinizi uygulamanız gerekir, adım atmalısınız. Kainatın çalışma prensibi hareket üzerinedir, düzene karşı çıkarak başarılı olamazsınız. Birçok alanda deneyim kazanmak için uygulamak gerekir. Mükemmeliyetçilik ya da kaybetme korkusuyla bir yerlere varamazsınız. Hata yaptım demek yerine sonuca ulaşmak için daha faklı yollar denemem gerekir diyerek çözüm aramak motivasyon için oldukça güç verecektir.
*Kanaat etmemek!
Sahip olduklarının, kazandıklarının farkında olmayan, şükretmeyen insanların mutlu olma şansı yoktur. Memnuniyetsizlik insanı yıpratır, gözü her zaman başka yerdedir ve kendi olanaklarının tadını çıkartamaz. Hayattan ve sahip oluklarının tadını çıkartamayanlar sadece kendisine zarar verir hatta elindekilerini kaybedebilir. Daha iyisini yapabilmek için azimli olmak iyidir ama hırsla, kıskançlıkla gözü kara yapılan her işin sonu hüsrandır. Azim ve sabırla çalışıp, şükredebilen kişiler basamakları yavaş çıkıyor gibi görünse de en sağlam olanı budur. Bulunduğu yere asansörle çıkan kişilerin düşüşü de çok hızlı olur. Kanaat ederek, şükreden insanların her zaman daha huzurlu ve daha başarılı sonuçlar elde ettiğini mutlaka gözlemlemişizdir.
*Zorunluluk oluşturmamak!
Sadece kendi iç motivasyonumuza güvenerek yola çıkarak sorunlarla karşılaştığımız da vazgeçme olanağımız güçlenir. Birçok konuda kendimize bazı zorunluluklar, mecburiyetler oluşturmalıyız. İnsan mecbur kaldığında mutlaka yapar ama beklese de olur dediğimiz an kaybettiğimiz andır. İç motivasyon kırılgandır fakat zorunluluk çok daha itici bir güçtür.
*Duyguları yönetememek!
Özellikle iş hayatında duygulara yer yoktur denilse de hepimizin bildiği üzere duygusal zeka başarının anahtarı konumundadır. En güzel fikirler, büyük projeler duygusal zeka ile oluşur. Mantığın görevi ise değerlendirmektir, karar aşamasında bize yardımcı olur. Duygusal olmakla duyguları yönetebilmek birbirinden farklıdır. İnsan, bütün duyguları yaşar ve yaşamalıdır da ancak kontrol edemediği duyguları kendisi için sorundur. Öfke, kin ve stres kontrol altında olabilmeli yok etme şansımız yoktur ama kontrol ederek hayatımızı oldukça kolaylaştırabiliriz.
*Kendini başkalarıyla kıyaslamak!
Her insanın farklı özellikleri, alışkanlıkları, huyları vardır. O yüzden uygulamalar da farklılık gözlemlenir. O öyle yapıyor diye sizde aynısı gibi yapmak zorunda değilsiniz. Siz ondan farklısınız, kendinize has özellikleriniz ve düşünce yapınız var. İşlerimiz de, düşüncelerimiz de, yaşamımız da kendi karakterimizi ortaya koyabilmeliyiz. Herkesin kendi gerçekleri vardır, sen busun, kendin gibi olduğun da mutlu ve başarılı olursun. Bu konuyu bir atasözü mükemmel bir şekilde özetliyor; Her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır.
*Odaklanamamak!
İnsanlar odaklanabildiği her işi başarıyla taçlandırabilir. Ne yaparsanız yapın odaklanma sorunu yaşıyorsanız, zihniniz orada değil de çok daha farkı yerlere gidip dağılıyorsa sonuca ulaşmanız zordur. İyi bir konsantrasyon için zihnin duru ve sakin olması gerekir. Dolu ve yorgun bir akıl odaklanamaz, kafanız bir yerde değil her yerdedir. Bu sorunu aşabilmek için doğru nefes almayı öğrenerek huzurlu ve olumlu düşünebilmek gerekir. İnsan beyni o kadar güçlü ve donanımlıdır ki gerçekten istediğinde ve odaklandığında başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Kendimize olan inancımız ve güvenimiz arttıkça yaşam bizim için daha kolay ve zevkli geçecektir. Başarılı olabilmek için sevdiğimiz işi yapmalıyız yada işimizi severek yapmalıyız.

#mustafatürkmen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.