POLİS NE YAPACAKTI?

 

   Devletin asli görevlerinden birisi de vatandaşının mal ve can güvenliğini sağlamak ve korumaktır. Bunu yapabilmesi için de belli bir teşkilat kurup birilerine görev vermesi o insanlarında Devlet adına bu görevi yapması gerekir.

   Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu görevini yapabilmek için şehirlerde polis teşkilatını kırsal kesim de ise Jandarma teşkilatını kurmuş ve güvenlik görevini bu iki kuruma vermiştir.

   Polisin görevi ise haksızı , suçluyu yakalayıp adalete teslim etmek mazlumu da korumaktır.

    Her gün birileri çıkıp benim şu hakkım var bu hakkım var ben bu haklarımı kullanırken istediğimi yapar suçsuz insanlara zarar verir toplumun huzurunu da bozarım derse işte o zaman polis görevini yapamaz.

    Millet adına devleti yönetenlerinde vatandaşın huzur ve güvenliğini korumakta siyasi bir sorumluğu vardır.

   Bu siyasiler kendi rahatlarının bozulmaması ve birilerini memnun edebilmek için sorumluktan kaçamazlar.

Görev verdiği polis ve jandarmaya destek vermeleri onlara sahip çıkmaları gerekir.

   Son günlerde birileri tarafından  Türk polisi zan altında bırakılmak istenmektedir.

    Neymiş efendin Dünya K adınlar günün de bir takım kadınlar sokağa çıkıp vatandaşın huzurunu bozabilmek için istediğini yapacakmış, bölücü başı Aponun posterlerini taşıyıp  borazanlığını yapıp 30 bin kişinin katili caniye hürriyet isteyecekmiş de buna kimse sesini çıkarmayacakmış.

    Bu ülkede kadınların ne kadar hakkı varsa erkeklerinde o kadar hakkı vardır. Toplum huzurunu bozanların ne kadar hürriyeti varsa huzurunun bozulmasını istemeyenlerin de o kadar hürriyeti vardı.

    Bir takım insan kadınlık vasfının altına gizlenip istediği gibi terör estiremez. Terör estiren huzuru bozan kim olursa olsun devletin dolayısıyla devlet adına güvenlik görevini yapan polisin müdahale etme hakkı vardır.

Türk polisi bu görevini yaparken birilerine istemeyerek de olsa zarar vermişse o hareketi yapanların bunun sonuçlarına katlanması gerekir.

Kadın kadınlığını bilmeden terör estirmeye, teröristte arka çıkmaya kalkarsa buna ne devlet müsaade eder nede millet müsaade eder.

    Bunun için kendi ülkesinde hiçbir şekilde huzur bozulmasına ve terör estirilmesine izin vermeyen Avrupalı dostlarımızın bize bir şey demeye ve iç işlerimize karışmaya da hiçbir hak ve yetkisi yoktur.

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz Avrupa Birliğine üye olmak istemişsek bu onlara iç işlerimize karışma ve bazı hakkını kullanma adına terör estirenlere ses çıkarmamızı seyirci kalmamızı isteme hakkını da hiçbir şekilde vermez.

   Şayet kadınlar kanunlar çerçevesinde kimsenin huzurunu bozmadan terör estirmeden çıkıp bir eylem ortaya koymuşlar da polis bunlara kötü muamele yapmışsa bunun cezasını verecek de yine Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türk adaletidir ve Türk mahkemeleridir.

Ne Avrupalının nede Amerikalının Türk polisine müdahale etmek ve kınamak gibi bir yetkisi  ve hakkı yoktur.

    Güya Dünya Kadınlar günün kutlamak ve bazı haklar istemek adına sokağa dökülüp bölücü başı Apo’nun affını isteyen kim olursa olsun Türk Milletinden gereken cevabı alır.

    Onlar kadınsa Terör örgütü tarafından şehit edilen Türk evlatlarının gözü yaşlı Anneleri de birer kadındır. Onların da evlatlarını katledenlere hesap sorma hakları vardır.

    O meydanlarda Apo posterleriyle yürüyüp kanlı katile hürriyet isteyenler kadınların hiç kimseye bir diyeceği olamaz. Onlara engel olmak isteyen polisleri de ne kimse kınaya bilir nede cezalandıra  bilir.

Kendisine dokunulmasını istemeyen kadın sokağa çıkıp da huzur bozacak bir davranışta bulunamaz.

    Ev sahibinin ne kadar suçu kabahati varsa hırsızın da o kadar suçu ve kabahati vardır. Polis suçluya dur demeyip de ne yapacak. Huzuru bozmak isteyenler karşısında eli kolu bağlı oturacak mı?

Polisi suçlayanların önce bu sorulara cevap vermesi gerekir. Yoksa kimse çıkıp da Türk Milletinin huzurunu bozmasın, Türk Devletinin verdiği görevi yapanlara da kimse müdahale etmesin.