ŞEFAAT YALNIZ ALLAH’A AİTTİR 2
Peygamberimiz döneminde insanlar/müşrikler, Allah’tan başkalarını şefaatçiler olarak kabul ediyor ve onlardan şefaat edip kendilerini Allah’ın yanında kurtaracaklarını zannediyorlardı. 10/Yunus 18, “Onlar Allah’ın yanında, kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere kul oluyorlar ve bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir diyorlar. De ki: siz Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Allah onların ortak koştukları şeylerden uzak ve yücedir.” Bu şefaat inancı müşriklere ait bir iddiadır, ancak Allah böyle bir iddianın aslının olmadığını şöyle cevaplıyor. Allah’a göklerde ve yerde olmayan ve bilemeyeceği bir iddiayı mı söylüyorsunuz bunun aslı yok ben şefaat izni kimseye vermedim, eğer izin verirsem o zaman şefaat edebilirler, izin vermediğime göre nasıl şefaat edebilecekler buyuruyor. Şimdi bazıları çıkıyor müşriklerin bu iddialarını kabul ederek Allah bazılarına izin vermiştir diyorlar, böyle diyenler şu ayetleri ne yapacaklar. 39/Zümer 43, “Yoksa onlar Allah’ın yanında, Allah’tan başkalarını şefaatçiler mi edindiler, de ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi şefaatçi edineceksiniz?” 39/Zümer 44, “De ki: Bütün şefaat parça değil tüm Allah’ındır. Göklerin ve yerin hakimi ve hükümranlığı yalnız Allah’ındır, sonra O’na döndürüleceksiniz.” Haydi cevap bu, Allah ayetleri ile çelişir/yalanlar bir ayet gönderir mi? haşa o zaman Allah’ı unutan/gaflete dalan/ cahil/bilmeyen konumuna düşürdüğümüzün farkında mıyız? şefaat edecek olanın her şeye gücü yeten, her şeye akıl erdiren, unutmayan/gaflete dalmayan, cahil olmayan, hükümran ve hakim sıfatları olan yapabilir, bu sıfatlar sadece Allah’ta aittir, peygamberlerde bile bu sıfatlar yoktur, kaldı ki, diğer veli, evliya, şeyh, yatır, kutup ve bu gibiler. Şöyle denmesi gereken sözü değiştirip aksini söylüyorlar mesela, şefaat senden Allah’ım deneceği yerde, şefaat ya Resul Allah deniliyor bu yanlış, hata ve şirke bulaştırıyor. Şefaat ya Resul Allah demek, bana şefaat et ey Allah’ın peygamberi demektir, bu yetki ve sıfat sadece Allah’a ait olduğu için peygambere verilemez 7/Araf 188, “De ki: Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim, eğer ben gaybı bilsem elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiç bir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” Bu ayet peygamberde böyle bir yetkinin olmadığını açık ve net uyarıyor,peki direnmenin ayaklaşmanın kime n faydası olacaktır, sadece günahı olur.