SİYASET, SEÇME, SEÇİLME  VE EMANET

Siyaset:  İnsanları  idare  etme,  insanlara  uygun  olan  yönetimi  bilmek  ve  bulup  uygulamak  işidir.  İslam,  insanların  siyasetini  belirleyen  esas,  siyasi  konular  emreden  ve  bunu da  fiiliyata  koyan,  uygulayan  bir  hayat  biçimidir.  Yani  Peygamber,  insanlara  bir  taraftan  kendini  yaratana  nasıl  ibadet  edileceğini,  diğer  bir  tabirle  ibadetin  siyasetini  öğretmeye  gönderilmiş  bir  uygulayıcıdır.  Diğer  yandan  Allah’ın  belirlediği  hukuk  ne diri,  yani  hukukullahı,  Allah  hakkı ,  kamu  hakkı  ve  kul  hakkını,  Kur’an dan  pıratiğe  dönüştürerek  göstermiştir.  Tek  kişiden  devlete  giden  yol  yaşanarak  örneklendirilmiş,  insanların  ufku  açılarak,  onlara  bir  yandan,  Allah  hakkı,  diğer  yandan  kamu  ve  kul  hakkının  ne  olduğu  açıklanmış,  yine  nasıl  devlet  olacakları  öğretilmiş  ve  Allah’ın  hükümleriyle  hükmedebilmenin  otoriteye  yani  iktidara  ihtiyaç  duyulduğunu  göstermiştir.   Siyaset,  insanların  idaresiyle  uğraşmak,  olduğuna  göre,  bu  yolda  düşünmekten,  çare  aramaktan,  uygulamaya  kadar  bir  bütün  olarak  siyaset  ve  onunla  meşgul  olmak  insan  için  zorunlu  olduğu  gibi  Müslüman  için de   farzdır.  Zaten,  insanların  yönetilmesi,  yönetime  ihtiyaç  bulunması  hayatın  gerçeğinin  de  bir  farzıdır.  İnsanların  işleriyle  uğraşmak  da  İslam’ın   vazgeçilmez  bir  rüknüdür.  Çünkü,  İslam,  başlı  başına  bir  siyasettir ve  İbadet ten  ticarete,  kamu  hakkına,  kul  hakkından,  aile  efradına,  milletin  ortak  malını  gereğine  uygun  yapmaktan,  alışverişe,  aralarında  çıkan  ihtilafları  çözmeye  ve  daha  neler  insanların  işidir.  Onun  için,  metot  ve  esaslar,  millete  en  uygun  olarak  bulunup  uygulanmalıdır.  İşte  bununla  uğraşmak,  siyasettir  ve  farzdır.

Peygamber,  insanların  işleri  ile  meşgul  olmuş  ve  düzene  koyacak  kaideleri  de  kendisine  gelen  vahiy  ile  belirlenmiştir.  Allah’ın,  belirlediği,  siyasetin  temeli,  Allah’ı  ve  insanları  razı  etmek  ve  hak,  hukuk  içinde  yaşamayı  emretmektedir.  Her  ideolojinin,  yani  dünya  görüşünün  ve  dinin,  kendisine  göre  belirlediği  bir  siyaseti  olduğu  gibi,  İslam’ın da,  Allah  tarafından  gönderilen  siyaseti  vardır.  Çünkü,  İslam’ı,  tebliğ  etmek  bir  siyasettir.  Mesela  103/ Asr  3. “ Ancak,  Allah’a   inanıp  güvenenler,  erdemli  ve  sorumlu  davrananlar  ve  birbirine  hakkı  tavsiye  edenler  ve  sabrı  tavsiye  edenler  bundan   müstesnadır.”

Hz.  Peygamberden  şöyle  bir  hadis  rivayet  edilir.
Bir  saatlik  adil  yönetim  yani  siyaset  altmış  yıllık  nafile  ibadetten  daha  hayırlıdır.  Taberani  El  Kebir. Şu  bilinmelidir ki, arkadaş  ve  arkadaşlık  ancak,  güven  vererek  kazanılır.  Korku  doğurarak,  tehdit  ederek,  ya da  kendisine  ve  yakınlarına  menfaat   sağlayarak,  bir idare  ve  siyasi   oluşum  kuramaz  ve  uygulayamaz.  Böyle  yapanlar,  kanun  tanımaz  mafyacılardır. İslam,  insanlara,  insan  olduklarını  ve  insanca  yaşamayı  emretmiştir.  Müslüman,  Allah’ın,  emrettiği,  korunması  gereken  değerlerini   korumakla  yükümlüdür.   Kamu oyu  demek,  sağ  duyulu  insan  topluluğu  ve  hakim  kanaat  demektir,  yani  ağırlığını  herkesin  üzerinde  hissettiği  genel  ve  akıllı  kanaat  demektir.  Bu  kamu  oyu  denen  doğru  ve  akıllı  kanaattir.  Çünkü,  verdiği  karardan,  Allah  yanında  ve  millet  önünde  sorumludur  ve  vebali  vardır.

Bizler  birer  insan  olarak,  dini  ve  milli  düşünceye,   görüşe   göre  düşünüp  hayatımızı  o  düşünceye  uygun  yaşayıp  hayatımıza  uygulamamızla  görevliyiz.  Buna  göre  51/  Zariyat  56: “ Ben   insanları  ve  cinleri  sadece  Allah’a  kulluk  etsinler  diye  yarattım.”  Anlamına  uygun  inancın  mensuplarıyız.  3/ Ali İmran  104 “Sizden  hayra  çağıran.  İyiliği  emredip,  kötülükten  men  eden  bir  topluluk  bulunsun.  İşte  onlar  kurtuluşa  erenlerdir.”  Yine  Ail İmran  110,  114  ayetler  gibi.  İnsanlar,  bu  ve  benzeri  ayetlerin  anlamına  uygun  düşünüp,  hayatını  yönlendirip  kararını da  ona  göre  vermelidir,  çünkü  sorumludur,  bunun  mazereti  olmaz.  İnsanlar  deneye,  deneye  kendi  düşüncesine  göre  bir  yönetimi  oluşturmak  zorundadır  ve  bulmalıdır.  Hiç  bir  şey  bu  anlamda  gökten  menzille  inmez,  bu  insanların  eliyle  oluşacak  işlerdir.

Müslümanların  kendilerini  yönetecek,  yöneticilerini  seç meleri,  Allah  tarafından  emredilmiştir.   4/ Nisa  58.” Allah,  size  emanet  edilen  şeyleri  mutlaka  ehline,  ehil  olanlara  vermenizi  ve  insanlar  arasında  hüküm  karar  verecek  olursanız  adaletle  hüküm  karar  vermenizi  emreder.  Allah,  size,  ne  güzel  öğüt  veriyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.