SORU- CEVAP -37-

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kafirun Suresi innaçta arı duru olan içine
Allah’tan başka hiç kimsenin, inanç,
hurafe din anlayışı katılmamış ve imanda
pazarlığın yapılmayacağını açıklayan suredir.
Kafirun Suresinin inişine sebep olarak
anlatılan şu olayda enteresandır.
Hz. Peygamberimiz Kâbe’yi tavaf ediyormuş.
Müşriklerin ileri gelenlerinden
biri bir grup ve amcası Ebu Talip Hz. Peygamberimize
şöyle bir teklifte bulunurlar.
Rivayette As. B. Vaîl, Velid b. Muğire,
Ümeyye b. Halef, Esved b. Muttalib bulunurlar.
Müşriklerin ileri gelenlerinden
bazıları, Hz. Peygamberimize şöyle bir
teklifte bulunuyorlar.
Şu tuttuğun davadan vazgeç, sana her
istediğini verelim. Eğer istiyorsan, sana
para toplayalım ve içimizden en zenginimiz
yapalım.
Eğer istiyorsan seni başımıza kral yapalım.
Eğer istiyorsan sana Arapların en güzel
kızlarından verelim. Eğer bunlara da
razı olmazsan.
Gel bir sene biz, senin kulluk yaptığın
gibi Allah’ına kulluk yapalım. Bir senede
sen bizim taptığımıza tap, böylece biz seninle
bu işte ortak olmuş olalım, anlaşalım
diyalogumuz olsun aramızda sorun kalmasın.
Eğer senin Allah’ın biz tanrılarımızdan
hayırlıysa, biz o hayra ortak olalım.
Yok bizim tanrılarımız senin Allah’ından
hayırlıysa, o zamanda sen o hayra ortak
olursun aramızdaki anlaşmazlık böylece
bitmiş olur.
Hz. Peygamberimizde amcası başta olmak
üzere o insanlara şöyle der. Vallahi
imkan bakımından mümkün olsa, güneşi,
sağ elime koysanız, ayıda sol elime koysanız
beni en zengininiz yapsanız, başınıza
kral etseniz, Arapların en güzel kızlarını
verseniz bu iman davasıdır, pazarlık
yapılmaz, ben bu davadan vazgeçmem.
Sonra bunu ben demiyorum, ben söylemiyorum,
bunu bana Allah emrediyor, bir
itirazınız varsa onu bana değil Allah’a yapın,
ben emir kuluyum diye rivayet edilir
çeşitli kaynaklarda.
Allah bu olay sonucu, anlaşma–diyalog,
pazarlık olamayacağını Kafirun
Suresini indirerek başta Peygamberin ve
müminlerin nasıl davranacaklarını açıklamıştır.
Kafirun suresi inince Hz. Peygamber
Kâbe’de açıktan okumuş, müşrikler
işte o zaman anlamışlar ki, Peygamber bu
davadan ne vazgeçecek ne de pazarlık
yapacaktır. Bundan sonra Hz. Peygamberimize
ve sahabeye baskıları ve eziyetleri
çoğaltmaya başlamışlardır.
İşte sure tevhidi konu alır ve İmanda
pazarlığın yapılamayacağını açıklar. Gerçekten
pazarlık olan bir konuda iman olmaz.
Allah başta Hz. Peygamber olmak
üzere Müminlerden imanda kararlı bir
tavrın ısrarla ortaya konmasını ister.
De ki: Dedirerek adeta kulluk ve sorumluluk
şuurunu örtbas ederek inkarda
hür iradesiyle ısrar eden ey kafirler, sizin
taptığınız (kulları) putları ben ilah olarak
tanımayacağım, onlara kulluk ve ibadet
etmeyeceğim, sizin bağlandığınız sisteme
karma bir din anlayışına, hurafe ve kulaktan
dolma bilgilere aldanmayacağım,
onunla avunmayacağım, kendi elimle
kendimi kandırmayacağım diye kararlı
tavrı koyuyor.
Peki müşriklerin bağlandığı, taptığı putlar
kimdi?
“Gördünüz mü o LAT ve Uzza’yı.” 53/
Necm, 19
“Ve üçüncüleri olan ötekini, Menat’ı.”
53/Nacm, 20
“Bunlar isimler putlara, sizin ve atalarınızın
taktığı isimlerden başka bir şey
değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil
indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin
arzularına uyuluyor.” 53/Necm,
23 – 7/Ataf, 192 – 12/Yusuf, 40 – 13/Rad,
33
Yine geçmiş milletlerden ve Nuh kavminin
taptığı putlar (insanlar) da şöyle
Kur’an’da açıklanıyor.

#kemalyavuz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.