SORU- CEVAP -50-
Peki, evliyadan, veliden, diğer yazılan
risale ve kitaplardan, ilmihallerden,
mezhep görüşlerinden yararlanıp, faydalanmayalım
mı? Elbette yararlanalım,
onların görüş ve fikirlerinden bilgilerimizi
zenginleştirelim. Onlardan şöyle
yararlanalım. Allah’ın açıkladığı eksiksiz
ve arı, duru, tertemiz içine hurafe bilgiler
ve eklemeler, fazlalaştırma, çıkartmalar
eksiltmeler yapılmadıysa onlardan faydalanalım.
Onların görüşlerini, Allah’ın
kitabı Kur’an da açıkladığı İslam’ın önüne
geçirmeyelim, onları din koyanlar,
sığınılan kurtarıcılar olarak, şefaatçiler,
aracılar olarak kabul etmeyelim. Çünkü
onlar yaratılan varlıklardır. Yaratılanlar
din yönünden sığınılmaz, kurtarıcı kabul
edilmez. Kur’an da yoksa denilmez,
Kur’an da yoksa hadis, sünnet, mezhepler
tamamlar açıklar denilmez.
Bazı insanlar şöyle diyor, veya böyle
anlamışlar, yahut anlatılmış. Sünnet
namaz Hz. Peygamberin koyduğu namaz
olarak biliniyor. Bu doğru değil Hz.
Peygamber namaz koymaz, Nafile bir
namazı kıldığı için sünnet denir. Sünnet
Hz. Peygamberimizin yaptığı işe sünnet
denir. Namaz Allah için kılınır. Kim peygamber
için namaz kılarsa şirke düşmüş
olur.
Sünnet: Hükmü emri Allah’a ait olan
ve uygulaması Hz. Peygamberimizce
yapılan iş ve davranışa sünnet diyoruz.
Hz. Peygamberimizin Kur’an’da ki hüküm
ve emirleri yorumlayışı, uygulama
şeklidir. Kur’an içindeki ayetlerin, söz
olarak, fiil ve davranış olarak, tavır ve
metod olarak ortaya koyuşudur.
Sünnet din koymaz, hüküm koymaz
ama din ve hükmü açıklar. Elçi Peygamber
Muhammed olarak Kur’an-ı tebliğ
edip açıkladığı, bizim için bağlayıcılardır.
Ona uyarız, ama insan Muhammed
olarak yaptıklarından sorumlu değiliz.
“Allah’ın sünnetinde hükmünde kanunda
değime ve bozulma yoktur.” 17/
İsra, 77 – 33/Ahzab, 38 – 35/Fatır, 13
Hz. Peygamberimiz insan olarak hükmü
Allah’a ait olmayan şeyleri yapınca
değişir, çünkü peygamber insandır.
Hz. Peygamber sadece kendisine özel
bir fazladan nafile namazı kılmıştır. Nafile
namazı peygamber koymamıştır. Allah
Kur’an da 17/İsra, 79 ayette nafileten
Allah’ın farz etmediği, ama isteğe bağlı
gönüllü kılınan fazladan bir namazdır.
Kılınmazsa günahı yok, kılınırsa sevabı
var. Ama bunu a) farz gibi kabul edemeyiz.
b) nafileleri farzlaştıramayız. c)
Nafile namazı (yani peygamberin kendine
özel) sünnet olur, Peygamber koymamıştır.
Peygamber yaptığı için sünnet
denir. Peygamberin koyduğu namaz değildir.
Peygamberin koyduğu sünnet namaz
diyenler günaha girer, peygambere
iftira etmiş olurlar. Teheccüd ise uykuya
ara vererek gece Kur’an okumak ve nafile
namaz kılmaktır. Bu emir Peygamber
ve ümmeti için Kur’an okumak, sadece
peygamber için nafile namazdır. Esasen
içinde Kur’an okumak olan namazı ön
plana çıkarmak doğru değildir, ön plana
Kur’an okumayı çıkartmak lazımdır.
Çünkü Kur’an okumak Allah’ın emri
farz. İster namazda olsun, ister bağımsız
Kur’an okumak olsun, Kur’an okumayı
öne almak lazım. Biri farz, biri nafile,
farz varken nafile yapılmaz. Müslüman
ümmetinin ilk önce farz tapması gerekir.
Çok konuda olduğu gibi bunda da maalesef
nafile farzın önünde öncelik verilmiştir.
Nafile namaza verdikleri önemi,
Müslümanlar Kur’an okumaya (anlayarak
okuma) verselerdi daha iyi sevap ve
bereketi olurdu.
Bu nafile, teheccüd ve Kur’an meselesini
Kur’an dan daha iyi anlıyoruz.
Çünkü ikinci sırada veya üçüncü sırada
inen Müzzemmil Suresinde daha açık
beyan vardır. Kur’an okumaya emir
Kur’an’da Allah’ın emridir. Bu yapılmıyor.
Kur’an’da nafileyle ilgili (nafile namaz)
bir emir yok, bu öncelikli yapılıyor.
#kemalyavuz