Tarihiyle Gurur Duyan Bir Türk Evladıyım
Dünya üzerinde Türk kadar şanlı tarihe sahip olan bir millet daha yoktur. Tarihimizle, destanlarımızla, savaşlarımızla ve kanla yazdığımız nice zaferlerimizle daima gurur duymuş bir Türk evladıyım. İlk atalarımız olan İskitler’den, Göktürkler’e, Karahanlılar’dan, Osmanlı İmparatorluğu’na ve oradan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar, kurulan 16 büyük devletle daima övünerek anmış bir Türk evladıyım.
1040 yılındadan beri Dandanakan ile, 1071’den beri Malazgirt ile, 1371’den beri alınışı 10 yıl süren Edirne’nin fethi ile, 1453’den beri İstanbul’un Fethi ile, 1923’den bu yana ise Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’yle gurur duyan bir Türk evladıyım.
Her 23 Nisan’da çocuk olan, 19 Mayıs’ta gençliğini yaşayan, 29 Ekim’de Cumhuriyetin kendisi olan, 30 Ağustos’ta zaferi iliklerine kadar yaşayan ve 10 Kasım’da hüznü tüm yurtta hisseden bir Türk evladıyım.
Ülke olarak ayrışmanın ortasındayken bile tek vücut olabiliyoruz. Ortak zaferlerimiz, kazandığımız savaşlar, ortak kaygımız ise yüz yıllardır yaşadığımız toprakların bölünmez bütünlüğü olmalı.
Anlayamadığım bir durum var. Bazı zaferlerimiz, bazı savaşlarımız birilerini rahatsız ediyor. Yıllar sonra şunu anlıyorum ki, Büyük Atatürk sadece Avrupa ile savaşmamış. Hala içimizde olup, o zamanın acısını saklayan insanlar var…
Sosyal Medya’da bir çoğumuz videoyu izlemişizdir. İsim vermeyeceğim. Bir büyükşehir’in belediye başkanı, diyor ki: “30 Ağustos halkı ilgilendiren bir bayram değildir.” Kendisinin neden böyle bir açıklama yaptığını anlayamamakla beraber, şuna da eminim ki; 30 Ağustos’un Başkomutanlık Muharebesi’nin kazanıldığı gün olduğunu bilmiyor. Yoksa kim dedelerinin kazandığı bir zaferi bayram olarak saymaz ki?
Unutulmamalıdır ki; 30 Ağustos günü, 1071’de girdiğimiz Anadolu’dan, sonsuza dek çıkmayacağımızın belgesidir. 30 Ağustos, Ulu Önder Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının Türk Tarihi’ne attığı bir imzadır. Hepsini saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum…
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!