TARİKATLAR (TARİKAT YOKTUR)-11
Ali İmran 175: “İşte o şeytan ancak kendi dostlarını, evliya ve velilerini korkutur. Şu halde eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, Allah’tan korkun.”
Tevbe 71: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin veli ve evliyasıdırlar. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resülüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir.”
Veli ve evliya olmak başkalarının günahını affettirmez, başkalarına aracılık yaptırmaz. Şefaat edip hatır da koydurmaz. Ancak kendini kurtarır, başkala-rını kurtaramaz. Peygamber’lerden misal verdik, Peygamber’lerde olmayan vasıfları veli ve evliyalara, şeyhlere, sultanlara yüklemek bizi kurtarır demek şirk ve putçuluktur.
Zaten bakıldığı zaman Müslümanları parçalara bölüp sömürüyorlar. Hatta daha ileri gidip şunu da söyleyelim. Camileri dahi bölmüşler. Falan tarikatçıların, filan cemaatçilerin. Türkiye’de var ve yurtdışında daha açık ve belirgin. Ben şahsen yurtdışında Almanya, Hollanda, Fransa ve Danimarka’ da bulunup görev yaptım ve gözümle gördüm.
Enam 159: “Dinlerini parça parça edip gruplara ayıranlar var ya senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.”
Rum 32: “Dinlerini parçalayan ve bölük bölük
olanlardan olmayın, bunlardan her fırka kendilerinde olan ile böbürlenmekte ve öğünmektedir.”
Bu illet Türkiye’nin ve de İslam âleminin gerilemesine sebep olmuştur: Birbirine düşman cemaatler oluşmuştur. Dinde olmayan birçok hurafeyi dine sokmuşlardır. İçlerine doğan vehimleri ve kafalarında canlandırdıkları hayalleri ilham zannediyorlar. “Bunlar yanlış” diyenleri kâfirlikle ve akıl almaz iftiralarla suçluyorlar. Bunu yaparken Kur’an’ı devre dışı bırakıyorlar. Kur’an’ın içindeki hükümlere uymuyorlar.
Furkan 30: “Peygamber der ki; Ey Rabbim kavmim bu Kur’an’ı büsbütün terk etti.”
Enam 66: “Kur’an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki ben size vekil ve kefil değilim.”
Maalesef Kur’an’ı devre dışı tutuyorlar. Kendi sözlerini, kitaplarını öne çıkartıyorlar. Kur’an da buna Allah’ımız müsaade etmiyor. Kitaplarına zübür ve mişnalar diyor.
Müminun 53: “Ne var ki insanlar kendi araların-daki işlerini parça parça böldüler. Her grup kendile-rindeki bulunan zübürleri (fikirleri) ile böbürlenmek-tedir.”