TASAVVUF NEDİR2
İslam’ın kendine göre Kuran kaynaklı bir Allah’ı, Peygamberi, Kuran, ahret, inancı, gayıp ve bilgi inancı vardır. Tasavvufun da ayrı kendine has bir tanrı inancı, peygamber motifi, ahret telakkisi, bilgi felsefesi ve gayıp anlayışı vardır. yani batılın hak kılığında, kurdun kuzu kılığında görünmesidir. İslam’ın Kuran kaynaklı düşünürler hep şunu haykırmışlardır, Şirk ehlinin İslam’dan öcünü tasavvufla aldığı kanaatini, ve tasavvufun verdiği zararı tevhide başka hiçbir küfür, hiçbir batıl verememiştir diye söylemişlerdir.
Elbette ki, Allah dinini koruyacak ve korumaktadır, Allah’ın korumasına aldığı şey dininin kitabıdır. Biz Müslüman’ız diyenler ise akide ve amellerimizi Kuran’a uygun korumamız olmalıdır, Allah bu bakımdan bizleri koruyacak değildir, çünkü Allah, Kitap, Peygamber ve akıl göndererek uyarısını yapmıştır. Tuhaf bir olaydır ki, tarih boyunca hemen hiç bir kimse Allah’a ortak koşacağım diyerek ortak koşmamıştır. 2 / Bakara 165, “ İnsanlardan bazısı Allah’tan başkasını Allah’a eşler ve benzerler edinirler de onları, Allah’ı sever gibi severler, iman edenler ise daha çok Allah’ı severler. “ Şunu hiçbir şekilde unutmamak lazımdır ki, 4/Nisa 48, 116 “ Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başkasını günahları dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah ile iftira etmiş olur.” Şimdi şöyle denebilir, bu kadar tasavvuf ehli yanlış mı yapmış ve yapıyor. Cevabı ayetlerde Allah veriyor, isteyen istediği şekilde inanma ve yaşama özgürlüğüne sahiptir, ya arı duru İslam’a teslim olunur, ya da karma, toplama dinler olan uydurulmuş bir din anlayışına teslim olurlar. Öyle bir İslam milleti ki, yön verir, yönlendirilmez, önder olur başkasının ardına düşmez, başkasını İslam’a davet eder, yolunu şaşırmaz, tek Allah’a inanır ve teslim olur.
ŞİRK NASIL KOŞULUR.
Din dilinde şirk, Allah’a yalnız tek olan Rabbimize, yaratıcımıza zatında sayı olarak veyahut tasarrufunda yani yapacağı işlerde ortak tanımak veya bazı iş ve fiilleri icra ederken, Allah dışındaki bazı kişilerin veya nesnelerin rızasını Allah’a yaklaşmak için aracı konulmasıdır. Allah’ı inkar etmeden, hem Allah’a inanıp, gücünü, kuvvetini yapacağı tüm işleri Allah’a ait olduğunu bilip, ancak Allah’a ulaşmak ve yaklaşmak için, Allah’ın sıfatlarını ve fiillerini veli, evliya, yatır, şeyh, alim, ulema, sultan, efendi ve bunun gibilerini Allah’ın sıfat ve fiillerini bunlarda da olduğunu kabul etmektir.Yani Allah’tan beklenmesi gereken affetmek, bağışlamak, bilmek, dinde tek yetki sahibi olmak, duaları yalnız Allaha yapılmasını, yalnız Allah’tan yardım dilenmesi gibi, Allah’a ait olan fiilleri başkalarından da beklemektir. Mesela bir şey yapılırken, bir amel, bir dini görev yapılırken, hemen birilerini araya koyarak yani, yatırların, türbelerin, şeyhlerin, velilerin, evliyaların türbelerine giderek oralarda Allah’a dua ederken, bunların yüzü suyu hürmetine, hatırına şu işimizi, şu duamızı kabul et denmiyor mu? Veya namazların sonunda, camilerde veya evlerimizde dua ederken, velilerin, evliyaların, yatırların, mübarek günlerin, ayların şunların bunların hürmetine, hatırına duamızı kabul et diye dua etmiyor muyuz.
Tarih boyunca hemen hiç kimse Allah’a ortak koşacağım diyerek ortak koşmamıştır. Eğer açık, açık bunu yapsa idiler, birçokları bunun farkına varırlardı. Şu şekilde de şirk koşulmuş, Mekkeliler Melekleri Allah’ın kızları saymışlar, Yahudiler, Üzeyir’i, Hıristiyanlar da İsa (a.s.)ları Allah’ın oğlu yaparlarken Allah için ve Allah’a yaklaşmak için, onları yakınlık, aracı olarak inanıyorlardı. Emeviler ve Abbasiler dönemi, İslam anlayışı yozlaştırılmış hurafe bilgiler kitaplarda yer almıştır. Sebepleri sıffın savaşları ve İslam’dan öç alınması, Arapların örf adetlerini din diye aktarmaları, sıffın savaşlarında sahabelerin büyük bir kısmının ölmüş olmalarıdır. Onun için geriden gelenler İslam’ı Kurandan değil, duyumlardan öğrenmişler ve yazmışlardır. Aynı olay Çanakkale savaşında da olmuş, okuma yazma bilenlerin şehit olup, okuma yazma azalmasının olduğu gibi. Güya Müslümanların hayatlarını garantiye alan birtakım kurtarıcıları oldukça fazladır.Yani,her yüzyılda geleceğine inanılan Mehdi, İsa (a.s.) geleceğine, üçler, yediler, kırklar, abdallar, kutuplar, veliler, şeyhler, keramet sahipleri seyyidler, Hızırlar ve sairler.