Tasavvuf ve Tarikatçıların Peygamber Anlayışı-4
Ne yazıktır ki, kültürler, duygular, adetler ve gelenekler, Allah’ın emrinin, Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in sözünün önüne geçmiştir. Bazı insanların yaşayışı, yazdıkları sözleri, konuşmaları, Allah’ın, Hz. Peygamber’in emirlerinden, daha fazla yaşanıyor, itibar görüyor, değer kazanıyor. Canım bu kadar âlim, hoca buna kafa yormuş onlar bilmiyor muydu, onlar yalan mı söylüyor, gibi bahane ve sözlerle ayetler ve Hz. Peygamber, devre dışı bırakılıyor. Hurafeler, duyulanlar, kültürler din zannediliyor.
Peki, şu soruyu soralım, bizim elimizdeki Kur’an onların da ellerinde idi ve değişmedi. Bu derin! âlimler! Bu ayetleri niçin görmemişler? Derinlik, âlimlik, Salihlik vesair bunu görmeyi gerektirirdi. Ben, şahsen, şuna inanıyorum: Bu insanlar doğruyu bulup, ayetlerle yol göstermişler. Fakat, zamanla başkaları, bu hurafe ve israiliyatı bu kişiler böyle söylemiş diye, sonradan, kitaplara katmışlar diye düşünüyorum. Yoksa gerçekten böyle hurafeler söyleyip, yazmamışlarsa, o zamanda yanılmışlardır. Yanılmazlar diyenlerde yanılmaktadırlar. Çünkü yaratılan kullar illaki yanılırlar. Yanılmayan ve şaşırmayan ancak Allah’tır bu böyle biline.!
Bana, hadisi ve sünneti inkâr ediyor diyen olursa, diyenlerin dilleri, gözleri ve kalpleri yanar ve iftira etmiş olurlar, çünkü gerekli yerlerde ve konularda Kur’an’a uygun, Kur’an’la paralel düşen, hadisleri ve sünneti misal vererek, yazıyorum ve uygulanmasını hayatımda yaşamaya çalışıyorum.