TEVHİD VE HZ. PEYGAMBER. -1

Günümüzün  yanlış  anlayışlarından  biri de,  tevhit  kelimesine  yani  kelimeyi  şahadete  Hz.  Peygamberin  Allah’ın  kulu  ve  Resulü  cümlesini  eklemeyin  deniliyor.  Sadece  La ilahe illallah  deyin  yeterlidir,  Muhammedurresulullah  demeyin  diyorlar.  Bu  doğru  değildir,  çünkü  biz  değil,  bunu  Allah  Kuran’da  açıklamıştır.  48/  Fetih  29.  “ ( Muhammedurrasulullah)    Muhammed  Allahın  elçisidir…” buyurarak  Allah  ile Muhammed  ismini yan  yana  Allah  koymuştur.  Yani  Allah  ismi  ile  Peygamber  ismi  yan yana  gelmesi  sakıncalı  değildir.  Kelimeyi  şahadette,  Hz,  Peygamberin  Allahın  kulu  ve  Resulü  olduğunu  bilerek  söylüyoruz.  Peygamberi  kul  ve  resullük  makamında  tutuyor  ve  Allah’a  eş  koşmamış  oluyoruz,  yani  bütün  insanlığa  Peygamber,  tanrı,  ilah,  rab  değildir  sadece  Allah’ın  kulu  ve  Resulüdür  diye  hatırlatıp  haykırıyoruz.  Böylece,  Yahudilerin  ve  Hıristiyanların,  gerek  peygamberlerini,  gerekse  din  adamlarını  tanrılaştırmalarının  hatalı  olduğunu  söylemiş  oluyoruz.

9/ Tövbe 30.  “ Yahudiler,  Üzeyir  Allah’ın  oğludur  dediler.  Hıristiyanlar  da,  Mesih  İsa,  Allah’ın  oğludur  dediler.  Bu  onların  ağızlarıyla  geveledikleri  sözlerdir.  Sözlerini  daha  önce  kafir olmuş  kimselerin  sözlerine  benzetiyorlar.  Allah  onları  kahretsin,  nasılda  haktan  batıla  döndürülüyorlar.”  57/Hadid  27.  “ Sonra  bunların  izinden  ardı ardına   peygamberlerimizi  gönderdik.  Meryem  oğlu  İsa’yı da  arkalarından  gönderdik,  O’na  İncili  verdik,  O’na  uyanların  kalplerine  şefkat  ve  merhamet  vermiştik.  Uydurdukları  ruhbanlığa  gelince,  onu  Biz  yazmadık,  fakat  kendileri  Allah  rızasını  kazanmak  için  yaptılar.  Ama  buna da  gereği  gibi uymadılar.  Biz de  onlardan  iman  edenlere  mükafatlarını  verdik.  İçlerinden  çoğu da  yoldan  çıkmışlardır.”  Ruhbanlık,  Hıristiyanların  ortaya  çıkarttıkları  bir  din  anlayışı  ve  yaşama  tarzıdır.  Önceleri  dinlerinde  ihlas  ve  samimi  olan  bu  insanlar  sonradan  dünyanın  bütün  zevklerinden,  fazla  yiyip  içmekten,  evlenmekten  vazgeçerek,  dağlara,  mağaralara,  oyuklara  hücrelere  sığınarak  ibadetle  meşgul  olmuşlardır.  Buda  doğru  bir  din  anlayışı  ve  yaşayışı  değildir,  buna  bu  gün  uzlete  çekilmek  deniyor ki,  bu  hastalık  bu  gün  Müslümanlara da  geçmiş  bulunuyor  ve  din  adına  övünülerek  yapılıyor.  Kılavuz  Allah,  Kuran  ve  Peygamber  olacağı  yerde,  yanlış  olan  Hıristiyanların  yaşayışı  olmuştur,  yazık  ve  çok  yazık.  Bu  tarz  çıkışlar  şeytanın  Allah  ile  aldatması  anlamına  gelmiyor mu?  Güya  yapılan  iş  Allah  için,  ama  Allah  bunu  kabul  etmiyor,  şimdi ne yapacaksınız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.