Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik:
Acıbadem Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik; insanların kanseri tedavi eden, tüketildiği taktirde yüksek oranda kansere karşı koruyucu olacak doğal ürünleri sıklıkla sorguladığını belirterek; “Böyle olağanüstü tek bir ürün, bitki veya beslenme şekli yoktur. Tüketilen besinlerin birleşimi, hazırlanma şekilleri ve tüketilme miktarları önemlidir” dedi.
Kanser tanı ve tedavisinde bilimsel çalışmalara bağlı olarak her geçen gün yeni gelişmeler yaşansa da, gerek giderek yaşlanan nüfus, gerekse uzun yaşamın içinde genel sağlığı olumsuz yönde etkileyecek alışkanlıkların yaygınlaşması kanserli hasta sayısının her geçen gün artmasına neden oluyor. Dolayısıyla hastalığa karşı risklerden uzaklaşmayı sağlayacak önlemler önem kazanıyor. İnsanların tüketildiği taktirde yüksek oranda kansere karşı koruyucu olacak doğal ürünleri sıklıkla sorguladığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Böyle olağanüstü tek bir ürün, bitki veya beslenme şekli yoktur. Tüketilen besinlerin birleşimi, hazırlanma şekilleri ve tüketilme miktarları önemlidir” ifadelerini kullanarak korunma önerilerine şöyle sıraladı;
“Yağlı, şekerli ve kalorisi zengin ürünlerden uzak durun. Karbonhidrattan zengin, özellikle basit şekerden hazırlanan gıdalar, yağlı ve kaloriden zengin beslenme, diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara zemin hazırladığı gibi aynı zamanda kanser gelişme riskini de artırıyor. Yapılan çalışmalar, toplumda obezite arttıkça kanser gelişme riskinin de arttığına işaret ediyor. Bu nedenle, mümkün olduğu kadar bu tarzda olan beslenmelerden uzak durmak ve hareketi yaşamın bir parçası haline getirmek kansere karşı korunmada elzem olarak görülüyor. Özellikle de gelişme çağındaki çocuklar için. Liften zengin gıdaları tüketin.”
Liften ve kalsiyumdan zengin beslenmenin kansere karşı koruyucu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Bu nedenle, mevsimine uygun, sebze ve meyve tüketimini artırmak önemli. Ancak içeriğindeki şeker oranının da hesaplayarak meyve tüketimini de abartmamak gerekiyor. Ayrıca, kansere karşı koruyucu etkisi olduğu düşünülen domatesin, hafifçe pişirilerek tüketilmesiyle etkisini artırdığı gibi besinlerden daha fazla yarar elde edebilmek için doğru tüketim önerilerine dikkat etmek gerekiyor. Yiyeceklerin hazırlama koşullarına dikkat edin. Besinlerin hazırlanması, saklanması ve içerisine katkı maddelerinin eklenmesi de kanser gelişiminde önemli yer tutuyor. Kızartılan, kavrulan, yakılarak hazırlanan ve tütsülenerek pişirilen besinlerin kanser için davetiye çıkardığı biliniyor. Bu nedenle mangalda pişirilen etler, kızartılan sebzeler (patates kızartması gibi), tütsülenen balıklar kanser gelişimi için önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla yemekleri hazırlarken buğulama, haşlama ya da fırınlama gibi yöntemleri tercih etmek önem taşıyor. Özellikle yemek borusu ve mide kanseri için risk faktörü olabileceği için içecekleri ve yiyecekleri çok sıcak tüketmemek gerekiyor. Taze ve mevsimindeki ürünleri tercih edin. Katkı maddesi eklenerek saklanan gıdalar, salamuralar, tuzlanarak saklanan gıdalar, eskiden olduğu gibi tuzlanıp kurutulan etler de kanser gelişimi için önemli risk faktörleri arasında gösteriliyor” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte, taze sebze ve meyve tüketiminin kanser gelişimine karşı koruyucu olduğunu unutmamak gerektiğini anlatan Prof. Dr. Büyükçelik, “Derin dondurucuda saklana sebzeler kullanılabilir ancak konserve tipi tüketimden uzak durmakta fayda var. Serada yetişen sebze ve meyvelerden daha çok, doğal yetiştirilen, kimyasal ilaç kullanılmadan veya az kullanılarak üretilen sebze ve meyve tüketilmeli. Ayrıca mutfağın olabildiğince renklenmesi ve özellikle de kırmızı ve mor sebze ve meyvelere yer verilmeye çalışılmalı” şeklinde konuştu.