ULÜL EMİR, YÖNETİCİLER
Seçilecek idareci ( yönetici) olabilmek
için, samimi olarak inanmış, hakka, hukuka,
adalete uygun olması gereklidir.
Zalim, adaletsiz, hukuksuz, hakka uygun
olmayan, yakışıksız ve kötü işlere, rüşvet,
hırsızlık, adam kayırma gibi işleri, devletin
ve Milletin huzurunu bozucu, bölücü, ayrımcı
olan ve gaflete dalmış, Allah’ı unutanlar,
Allah’ın belirttiği hudutları aşanlar
idareci, yönetici olamazlar ve olmamalıdırlar.
Millet böyle yöneticileri derhal görevden
almalıdırlar, aksi durumda bütün
günah ve vebal milletin olur. 18/ Kehf 28.
“ Kalbini Bizim emirlerimizden gafil olan,
kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık
olan kimselere boyun eğme.” 26/ Şuara 51,
52. “ Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik
ve düzeni sağlayamayan, aşırı gidenlerin
emrine uymayın.” 38/ Sad 28. “ Şunu
bilin ki, Biz iman edip de iyi işler yapanları,
yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi
mi tutacağız? Veya Allah’tan korkanları
yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız.”
İş başına getirilecek ve idarecilik mesuliyeti
verilecek kişiler, ahmak, bilgisiz, cahil,
rüşvet, hırsızlık, kamu hakkına tecavüz
edenler olmayacaklardır. Bu işi yapacak
olanlar memleketi idare eden ve diğer
kamu kuruluşlarını yönetecekler her yönüyle
bilgili anlayışlı ve adaletle dirayetli,
ruhen ve cismen ehliyetle yürütebilecek
kimseler olmalıdırlar. 4/ Nisa 5. “ Allah’ın
geçiminize dayanak kıldığı yetkilerinizi ve
mallarınızı aklı ermezlere (beceriksizlere)
vermeyin…” 12/ Yusuf 55. “ Beni ülkenin
hazinelerine tayin et, çünkü ben o
hazineleri çok iyi korur ve bu işi bilirim.”
İdareciler kendilerine verilen emanete sahip
çıkıp mesuliyetini bilerek adaletli bir
şekilde, omuzlarına yüklenen bu ağır görevin
ne olduğunu hakkıyla anlayıp bu
yükün altından kalkacak güçte ve yürekte
olmalıdır.
Yöneticiler şunu hiç unutmamalıdır, 1)
Allah’tan korkmalı verilen emanete hıyanet
etmemeli ve ahrette hesabının olacağını
mutlaka düşünmelidir. 2) idarecilerin
inanan ve adalet sahibi olması gerekir,
inandım demesi veya görünüşte inanıyor
gibi olması onun inandığı anlamına gelmez
iki yüzlü olur. 3) Milletin yöneticilerle
her zaman ters düşme hakkı vardır eleştirir.
4) İdareciler her zaman bağımsız yargıya
hesap vermek zorundadır bu millet
adınadır ve hiç bir şekilde siyasi baskı yapamaz
ve yapmamalıdır. 5) İdareciler çıkartacakları
kanunlarla bunların teminatını
yaşayarak ve yaparak millete göstermek
mecburiyetindedirler, yoksa vebaldedirler.
ADLİYE VE HUKUK SİSTEMİ.
Adliyeler ve hukuk sistemi, orada görev
yapan bütün personel, bağımsız, her türlü
müdahaleden, baskıdan, rahatsızlık verici
bütün girişimlerden uzak olarak serbest
olmalı ve tayin, terfi, yer değiştirme ve
benzeri bütün ihtiyaçlarında yöneten hükümete
karşı sorumlu olmamalıdır. Hem
halk, hem de idareciler adli merciler karşısında
eşit durumdadır yargılanırken de
eşit olarak yargılanmalıdır. 5/ Maide 48. “
Artık Allah’ın indirdiği ile onların arasında
hüküm ver ve onların keyiflerine tabi
olma uyma…” 38/ Sad 26. “ …Sakın keyfe
tabi olmayasın ki, bu seni Allah yolundan
saptırır…” 4/ Nisa 58. “ …İnsanlar
arasında hüküm vereceğiniz zaman Adaletle
hüküm vermelisiniz…”
1)CAN EMNİYETİ. 17/ İsra 33. “ Haklı bir
sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı
cana kıymayın…” 2) MÜLKİYETİN
KORUNMASI. 2/ Bakara 188. “ Mallarınızı
aranızda haksız sebeplerle yemeyin.
Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından
bir kısmını haram yollardan yemeniz
için o malları idarecilere veya mahkeme
hakimlerine vermeyin..” 3) ZÜLME
KARŞI SESİNİ YÜKSELTME HAKKI. 2/
Bakara 124. “ …Allah: Ahdim zalimlere
ermez onlar için söz vermem buyurdu.”
2/ Bakara 258. “ …Allah zalimleri kimseleri
hidayete erdirmez.” Rivayetlere göre Peygamberimizin
şöyle buyurduğu naklediliyor.
“ y eba Zer, sen zayıf bir kimsesin, bu
da devlet işi bir emanettir. Kıyamet günü
rüsvaylığa sebep olabilecek işlerdendir.
Bu işi elinde bulunduran kimse hakkını
vermelidir, hakkıyla elinde bulundurup
çalışmalıdır, mesuliyetini tam olarak eda
etmelidir.” ( Kenzül Ummal c.6. 68.)
#kemalyavuz