YASİN SURESİ NASIL OKUNMALIDIR 2

Nasılsa  yanlış anlaşılarak, kalpleri  imana ulaşmamış, hayatta ki,  ölmemiş  insanlara  okuyup  duyurun, o insanlar belki  öğüt  alırlar sözü yanlış anlaşılmış  ve  diriler  yerine  ölmüş  olanlara okutulmaya yönlendirilmiştir.                          27/Neml 80 “Bil ki,  sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp, giderlerken  sağırlara da  daveti duyuramazsın.”Ayeti görmezlikten  gelinmiştir. Ölüleri  diriltmek, hayatta  olanları  cahillikten  hidayete ulaştırmak  ve  şirke  düşenleri şirkten imana döndürmek anlamındadır. Yasin,  suresini ve diğer  sureleri,  emek  harcayıp, okuyoruz güzel, ama tedebbür ederek okumuyoruz. Yani anlayarak ve  anlamak için okumuyoruz. Anlamadığınız bir ayetten nasıl sevap alacaksınız. Sevabı alabilmek  için  anlayıp ve anladığımızı da hayatımızda uygulayarak, yani  günahtan kaçınıp, şirkten ve hurafelerden uzak  olmakla  ve  Allah’ın  Kuran’ı şu şekilde  okuyun.

54/Kamer 17,22,32,40  ”Ant olsun,  Biz Kuran’ı öğüt alınsın  diye kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?” Emrine  uyarsak  Kuran  okumuş ve sevap  almış  oluruz.  Allah’ın,  istediği şekilde okuyup, anlamıyorsak, nasıl sevap alabiliriz, emeklerimiz ve çabalarımız boşa gitmez mi.  Arapça metnini okuduktan sonra manasını bilmeyenler için illaki Türkçe anlamını, manasını okuyalım, hem sevap alalım ve hem de anlayıp aydınlanalım.  38/Sad 29”Sana mübarek bir kitap  olan  bu  Kuran’ı Biz  indirdik ki, herkes onun mesajları üzerinde  iyice  düşünsün de aklı  olanlar  öğüt  alsınlar  diye indirdik.”   47/Muhammed 24” Onlar  Kuran’ı  derin, derin düşünmezler mi?  Yoksa kalpleri  kilitli mi?” Bu  ayetlerdeki tedebbür, içeriğini  öğrenmek, anlamak, düşünmek ve öğüt alıp hayatında uygulamaktır.    Kuran  Arapça  olarak  bütün insanlığa  gönderilmiştir. Buna  göre, Kuran’ı  insanlara öğretmenin  iki  yolu var dır.Ya  bütün insanlara Arapçayı öğretmek, ya da  Kuran’ı  başka dillere  çevirmek. Bütün insanlara, Arapçayı öğretmek, imkansızdır  ve  buna gerek de yoktur. Çünkü  Allah  Kuran’da, 30/Rum 22”Allah’ın  delillerinden  biri de, gökleri  ve yeri  yaratması, dillerinizin, , lisanlarınızın  ve  renklerinizin  değişik  olmasıdır. Şüphesiz ki, bunda bilenler için alınacak dersler vardır.”İşte  bu  durumda Kuran’ın  başka dillere çevrilmesi  zorunluluğu oluyor. Çünkü   Kuran hem mana dem de lafzıyla  Kuran’dır. Burada önemli olan Kuran’ın anlayarak okunmasıdır. Anlamak için de Türkçe, anlamını okumak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Elbette bir insanın gerek Arapça dili, gerekse başka bir dili bilip, öğrenmesi kadar güzel ve haklı bir şey olamaz. Ancak Arapça veya başka bir dili öğrenmesi, Kuranı iyi anlayacağına delil değildir.

#kemalyavuz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.