YEME BOZUKLUKLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI
Dünya ülkeleri beslenme bozukluklarıyla yıllardır yoğun şekilde mücadele ediyor. Ülkemizde ise son yıllarda konuyla ilgili çalışmalar ve iyileştirme çabaları yoğun şekilde artış gösteriyor. Hem sağlık kuruluşları hem aileler rahatsızlıkla savaşırken hem maddi hem manevi yönden yüksek oranda çaba harcıyor. Beslenme bozukluklarından en önemlisi olarak Obeziteyi gösterebiliriz. Obezite vücutta yoğun yağ birikimi şeklinde ortaya çıkıyor. Tedavide bir çok teknik kullanılıyor. Süreçte bedenin yeniden inşası sağlanmaya çalışılıyor ve hayat şekli yeniden düzenleniyor. Hastane giderleri ve ailelerin çabaları ile süreci yönetmeye çalışmaları ülke olarak hem maddi hem de manevi yönden ne kadar yüksek çaba sarfettiğimizi ve durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Eğer yeme bozukluklarının altında bir metabolik rahatsızlık yatmıyorsa durumu psikolojik yönden incelemeliyiz ve sebeplerini ortaya koymalıyız.
DUYGUSAL YEME
Aslında yeme sorunlarının sebebi kişilerin bilinçli şekilde davranmıyor oluşundan kaynaklanır. Aç olmadığı halde mutfağa yönelerek bir şeyler atıştırma eğilimde olan kişiler çok fazla fakat tartıyla karşı karşıya kalındığında üzüntü ve sızlanma pek te kar etmiyor bu durumlarda zaten iş işten geçmiş oluyor. Peki bizi bu durumda yemeğe yönelten sebep nedir? Genel olarak doyurulamayan duygusal boşluklardır bizi bu duruma getiren. Eğer yeme davranışınız sürekli ve hiç kesilmeden devam ediyorsa durup bir düşünmekte fayda var. Çünkü bu durumda erken ergenlik, çocukluk veya şu an içinde bazı duygusal eksiklikleri çekiyor olabilirsiniz. Bunlar ağız yoluyla bir doyuma ulaşma veya bedeni bir haz alma şeklinde gibi görünse de aslında temelde duygusal açlıklar yatar. Bunlardan birkaç tanesi; kabul görme ,karşılıksız sevilme ve onaylanma gibi duyguların tatmini içerir.Eğer farkına varabilirsek kendimizi daha değerli hissettirecek aktiviteler edinerek durumun önüne geçebiliriz. Örneğin kendimize dışarıda bir kahve ısmarlayabiliriz veya sevdiğimiz bir spor dalıyla ilgilenmeye başlayabiliriz. Hiç bir şey canımız istemiyorsa kendimiz için günde birkaç dakika açık havada yürüyüş yapmamız ruh sağlığımızı çok olumlu etkileyecektir.
KÜLTÜREL AKTARIMLAR
Yeme bozukluklarını ele alırken kültürel olarak bilinçdışımızda bulunan temel düşünceleri de incelememiz gerekir.Bizler Türk yemeklerinin ne kadar sağlıklı olduğunu bilsek de yine de bi ayar tutturamıyoruz sağlıklı olan yiyecekleri de ne yazık ki zaman zaman ayarında değil de daha fazla tüketebiliyoruz.Özellikle doğu illerimizde yaygın gelenek benim net olarak bildiğim gece yatarken yenilen ‘’zıbar yat yemeği ‘’eminim benimle birlikte bu geleneği bilen kişiler çoğunluktadır.Geleneksel olarak kalıp davranışlar gözümüze çarpıyor. Diğer taraftan çok yemek yiyen çocuk sağlıklıdır. Gürbüz çocuk iyidir.Sıska çocuklar başarısızdır gibi düşüncelerde bizleri aşırı yemeğe yiten sebepler arasında fakat bizler durumun farkında olursak önüne geçebilir ve çözebiliriz durumu.
SORUNUN TEMELİNE İNME VE ÇÖZÜM YOLLARI
Yeme sorunları doyurulamayan duygular veya bilinçaltı aktarımlarıyla ortaya çıkmış olsa da çözümü var elbette: Eğer duygusal yeme rahatsızlığınız olduğunu tespit ettiyseniz. Bu süreçte nasıl davrandığınızı tekrar gözden geçirin bu durumda olan kişiler genellikle yemek yemediği zaman alış veriş yapma veya arkadaşlarından ve sosyal ortamından izole olmaya çalışır. Sizde aynı davranışları sergiliyorsanız vazgeçin Endorfin hormonu size mutluluk verir hemen bir spor dalıyla ilgilenmeye çalışın. Sizi üzmüş olan çeşitli olaylar yaşadıysanız yemek yeme eğilimindeyken bunları tekrar hatırlayın ve aslında bu olayların yemek yemeyle bir ilgisi olmadığını düşününün bu ayrımı iyi yapın ve her zaman kendinizi değerli hissedin.
Ciddi şekilde insan sağlığını tehdit eden obezite veya anoreksiya gibi rahatsızlıklar doktor ve hastane desteği dışında mutlaka psikolojik destekte almalıdırlar bu konuda bilgilendirilmeli ve teşvik edilmelidirler.
Psikolojik Danışman;Sebiha Ergün #kayseridengepsikolojikdanışmanlık #sebihaergün